“Kiraz Festivali
'Türkiye'de 485'in üzerinde diri fay parçası var'
McDonalds’a Konya’dan Sürpriz
Ateistlerin Cenaze Namazı Nasıl Kılınır?
Bu haber 18 Aralık 2013, Çarşamba 21:22 tarihinde eklendi. 812 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Emre Uslu’nun Gerçek Yüzünü Deşifre Eden Yazı!

“Çok bilen” Emre Uslu’yu biraz bilelim
Emre Uslu’nun Gerçek Yüzünü Deşifre Eden Yazı!

Kendisini eski ülkücü ve yeni liberal olarak tarif eden Emre (Emrullah) Uslu hakkındaki bilgiler, bildiğimiz, tahmin ettiğimiz ve az bildiğimiz veya bilmediğimiz şeklinde sınıflandırılabilir. Bildiklerimiz özetle şunlar: Taraf Gazetesi ve Today’s Zaman yazarı ve akademisyen (Yrd. Doç. Dr.). 1997 yılı Polis Akademisi mezunu (1997); uzun süre Emniyet Genel Müdürlüğü, Terörle Mücadele Daire Başkanlığında çalışmış. Ankara Üniversitesi, Gazetecilik bölümünden Yeşil (Mahmut Yıldırım) üzerine Yüksek Lisans yapmış.

Kanada’nın Toronto kentine İngilizce eğitimi için gitmiş (2000). Oradan 2001’de Amerika’ya geçerek John Jay Colege of Criminal Justice okulunda Adli Bilimler alanında ikinci Yüksek Lisans’ını yapmış (2003). Daha sonra Utah Üniversitesi’nden aldığı bursla “Kürt Siyasal Kimliğinin Dönüşümü: Modernleşme, Demokratikleşme ve Globalleşmenin Etkisi” konulu tezle doktorasını bitirmiş (Uslu’ya göre 2008, üniversite kayıtlarına göre 2009).

Doktora eğitimini tamamlayıp yurda döndükten sonra Emniyet Genel Müdürlüğü’ndeki görevinden istifa etmiş (2009). Şuan Yeditepe Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmakta. Aynı zamanda Washington DC’de bulunan Jamestown Foundation (Jamestown Vakfı) adlı düşünce kuruluşunda, Türk siyaseti, Kürt sorunu ve terör konularında analist olarak çalışmakta.

Yukarıdaki bilgiler şahsi sitesi euslu.com’dan, tarihler ise başka yerlerden alındı. Türkiye’nin en çok tartışılan yazarı olmasına rağmen doğum tarihi, nereli olduğu gibi sıradan bilgiler bile pek çok kişi tarafından bilinmez. Kendisine yöneltilen “Nerelisiniz?” sorusunu “güvenlikle ilgili sebeplerden dolayı cevaplayamam” şeklinde cevaplayan tek gazetecidir. Gazeteciden çok istihbarat görevlisi gibi karanlıkta kalmayı tercih ediyor.

Çoğunu, Uslu’yu yakından tanıyanlardan ve internetten topladığım bilgilerle, “cok bilen” ama “fazla bilinmeyen” Uslu’nun kamuoyu tarafından az bilinen veya hiç bilinmeyenlerine ışık tutmakta fayda var.

City University of New York’ta Yüksek Lisans talebesiyken, o sıralar Amerika’da bulunan ve “Yeşil’in patronu” olarak bilinen Mehmet Eymür ile tanıştı(rıldı)ğı söylenir. University of Utah’a 2004’te gider; 2005 yılında doktora çalışmalarına başlar. 2005’te, Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü (İngilizce: Washington Institute for Near East Policy, WINEP), Uslu’ya ücret karşılığı yazı yazdırmaya başlar. İddiaya göre, İngilizcesi fazla iyi olmadığı için, WINEP için yazdığı yazıları Utah’taki emekli bir CIA elemanı tarafından düzeltilir.

 

Emre Uslu’nun ilk isvereni WINEP, En Acımasız Müslüman Düşmanı Olarak Bilinir

Uslu’nun staj için yerleşti(rildi)ği WINEP ilginç bir kurum. Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (İngilizce: American Israel Public Affairs Committee, AIPAC) elemanlarının önayak olmasıyla 1985’te kurulan İsrail yanlısı Neoconların güdümündeki bir yapı. WINEP için, “en acımasız Müslüman düşmanı” ve “ABD’deki en önemli Siyonist propaganda aracı” ifadeleri kullanılır.

Rahmetli Necmettin Erbakan’ın liderliğindeki Refah-Yol Hükümeti’ni yıkma ve Erbakan’ı siyasetten silme operasyonu (diğer bir ifadeyle, lanetli 28 Şubat Süreci) için 20 Temmuz 1996’da WINEP’de gerçekleştirilen bir panelde düğmeye basıldı. Mart 1997’de Middle East Quarterly’de çıkan bir makalesinde, Erbakan’ın Türkiye’yi ABD’den uzaklaştırarak Amerika’nın çıkarlarını zedelediğini yazarak ABD’yi Refah-Yol Hükümeti’ni yıkmak için kışkırtan ve 28 Şubat cuntacılarını destekleyen Alan Makovsky 1994-2001 arasında WINEP’nin kıdemli bir elemanıydı (şuan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi mensubudur).

Yeni Şafak Gazetesi’nin geçenlerden gündeme getirdiği, AK Parti Hükümeti’ni de Refah-Yol Hükümeti gibi devirmek için 12 Şubat 2013’te “Kod adı İstanbul İsyanı” adı altında çeşitli senaryoların ve kirli planların tartışıldığı Amerikan Girişimcilik Enstitüsü (İngilizce: American Enterprise Institute, AEI) de WINEP gibi AIPAC’ın güdümünde olan bir yapıdır. Dün ve bugünkü tavırları, WINEP ve arkasındaki AIPAC’in Türkiye’deki olumlu gelişmelerden rahatsız olan, hatta engellemek için entrikalar çeviren yapılar olduklarını gösteriyor.

Uslu’yu iyi tanıdığını söyleyen bir kaynağın iddiasına göre, Uslu’yu Makovsky ile tanıştıran Mehmet Eymür’müş. Bu durumda, Uslu’nun Makovsky’nin referansıyla WINEP’e yerleştirildiği söylenebilir. WINEP’te bir seneye yakın çalışan Uslu’nun mentoru (akıl hocası) ise yeminli bir AK Parti ve Erdoğan karşıtı; hararetli bir Ergenekon savunucusu olan “yerli Neocon” Soner Çağaptay’dır. Eymür’ün Makovsky ile tanıştırdığı, Makovsky’nin eğitmesi için Çağaptay’a emanet ettiği Uslu’nun, WINEP’teki stajını başarıyla tamamladıktan kısa bir süre sonra Taraf Gazetesi yazarı olarak karşımıza çıkması, “Uslu Taraf’a WINEP tarafından mı yerleştirildi?” sorusunu akla getiriyor.

2008’de Washington D.C.’de faaliyet gösteren Jamestown Vakfi’nda ziyaretçi araştırmacı olarak çalışmaya başlar Uslu. Halen işvereni olan Jamestown Vakfı, Sovyet muhaliflerine maddi ve manevi destek veren bir platform olarak, dönemin CIA Direktörü William J. Casey’nin teşviği ve yardımıyla 1984′te kurulmuş. Günümüzde de CIA ile irtibatının devam ettiği iddia ediliyor. Jamestown, aşırı sağcı/Cumhuriyetçi ve İsrail yanlısı bir vakıf. Irak Savaşı’nın mimarlarından Dick Cheney ve Donald Rumsfeld gibi Neoconların vakfın farklı dönemlerinde görev yapması, vakfın Neoconlarla iliskişini gösterir. Rumsfeld, Michael Rubin’in moderatörlüğünde toplanan 12 Şubat 2013’teki “Kod adı İstanbul İsyanı” planının konuşulduğu toplantının katılımcıları arasındaydı.

 

Uslu’yu Jamestown’a Sokan Kişinin Ergenekon Avukatı Gareth Jenkins Olduğu İddia Ediliyor

Kendisini liberal olarak tanıtan Uslu’nun Washington’daki liberal düşünce kuruluşları yerine bağnaz bir Neocon yapılanması olan WINEP’i; onun ardından gene Neoconlarla irtibatlı olan Jamestown Vakfı’nı tercih etmesi dikkat çekici. Bu seçimi kendisinin mi, yoksa onu Neoconların emrine veren gücün mü yaptığı merak konusu.

Uslu’nun “karanlık ilişkileri”ni gösteren, fazla bilinmeyen ve sizi hayrette bırakacağını tahmin ettiğim birkaç bilgi daha… Uslu’nun Jamestown’a girmesi için kefil olan kişi, MOSSAD ile irtibatlı olduğu iddia edilen İngiliz gazeteci Gareth Jenkins. Jenkins, kaleme aldığı “Gerçek ile Fantezi Arasında: Türkiye’nin Ergenekon Soruşturması” raporuyla Ergenekon Terör Örgütü’nün ulusal ve uluslararası arenada avukatlığını yapan, Ergenekon Davası’nı “büyük bir masal” olarak sunan, davanın Gülen Cemaati ve AK Parti’nin entrikası olduğunu dillendiren biri.

Milletvekili Şamil Tayyar’ın aktardığı “Birkaç yıl önce ‘Ergenekon avukatı Gareth Jenkins İngiliz ajanı mı?’ diye sorduğumda, Emre Uslu beni arayıp, ‘ona dokunma, iyi adam’ dedi” bilgisi, Uslu ile Jenkins arasındaki yakın ilişkiyi doğruluyor. Jenkins’in “Ergenekon karşıtı” Uslu’ya kefil olması ve Uslu’nun “Ergenekonun fahri avukatı” Jenkins’i koruması size de tuhaf geliyordur sanırım. Gülen Camiası’nı entrikacı olarak sunan Jenkins’in kefil olduğu Uslu, Gülen Camiasi’na ait Today’s Zaman’da köşe yazarı. Orada kaleme aldığı İngilizce yazılarla Erdogan’ı dünyaya “diktatör/despot/otoriter”, AK Parti Hükümeti’ni “baskıcı” olarak sunma gayretinde.

Uslu, Türkiye’ye dönmek zorunda kaldığında, işe başladığı kurum, 150’den fazla üniversite arasından Yeditepe Üniversitesi! Yeditepe, Ergenekon kaçkını işadamı Bedrettin Dalan’a ait bir eğitim kurumu (yanlış anlaşılmasın, orada çalışan herkesi Ergenekoncu ilan etmiyorum). Uslu’nun CV’sine bakılırsa, Jamestown Vakfı başkanı Glen Howard’ın referansıyla Yeditepe’ye girdiği anlaşılıyor.

 

Uslu, Jamestown’ın Direktifiyle mi “Muhalif” Maskesiyle Erdoğan’a ve Hükümete saldırıyor?

Uslu’nun 2008’den beri para karşılığında Jamestown için analizler yazması, ardından Jamestown tarafından Yeditepe’ye yerleştirilmesi, Jamestown’ın ilk kuruluş amacıyla uyumlu bir durum. Vakıf, Sovyetler dağılmadan önce, Sovyet muhaliflerini parasal olarak desteklemek için onlara ya para karşılığı analizler yazdırarak ya da kontrollerindeki üniversitelerde ücret mukabili ders verdirerek maddi destek sağlardı! Bu durum şöyle bir soruyu akla getiriyor: “Uslu, Erdoğan ve hükümete muhalif olduğu için mi Jamestown tarafından destekleniyor, yoksa Jamestown’ın direktifiyle mi ‘muhalif’ maskesiyle Erdoğan’a ve hükümete saldırıyor?”

Uslu’nun Neoconlarla bağlantısı, Neoconların Erdoğan ve hükümet karşıtlığına bakılınca, Uslu’nun, Erdoğan’ın itibarını zedelemek ve AK Parti Hükümeti’ni yıpratmak için kullandığı yöntemlerin psikolojik harp taktikleri olduğu, bunu da Neoconların direktifiyle yaptığı şüphesi uyanıyor ister istemez.

Uslu’nun kaleme aldığı yazılarında, televizyonlarda yaptığı konuşmalarında ve Twitter’da attığı mesajlarında direk veya dolaylı olarak Erdoğan’ı ve hükümetini hedef aldığı, itibarsızlaştırma ve iktidarsızlaştırmaya calıştıği kendini belli ettiriyor. Mesela, Barış Süreci ile ilgili kaleme aldığı yazıların temel özelliği, PKK ile Hükümet arasındaki güveni sarsmaya yönelik olmasıdır. Ya PKK’nin samimiyetsizliğini ya da Erdoğan’ın iktidarsızlığını (özellikle bürokrasi ve danışmanları tarafından yanlış yönlendirildiğini ve aldatıldığını) işlemesi dikkat çekiyor.

Misal olarak, “Erdoğan’a Öcalan önünde diz çöktürecekler”, “PKK Kazanıyor” başlıklı ve benzeri yazılara bakılabilir. Kalıcı bir barış için 30 senelik çatışma sürecinde sarsılan taraflar arasındaki güvenin tesisinin önemli olduğunu bilen/bilmesi gereken terör ve güvenlik uzmanı Uslu’nun özellikle Barış Süreci’nin yumuşak karnı olan “iki taraf arasındaki güven”e vuruş yapması, Barış Süreci’ne karşı olduğunu göstermekle birlikte, gazetecilikten çok operasyonel bir eleman olduğu şüphesini uyandırıyor.

“Cemaat tasfiye edilecek, KCK sanıkları serbest bırakılacak” ve benzeri, çoğu dezenformasyona dayalı provokatif yazılarının temel özelliği ise, Gülen Camiası’nın korku/şüphecilik damarını okşayarak Hükümet’e olan güvenini sarsmaya; hatta, Camia’yı Hükümet’e karşı kışkırtmaya yönelik olmasıdır. Camia ile Hükümet arasında varolan olağan fikri farklılıkların ve kısmı soğukluğun son yıllarda derin ayrılıklara ve neredeyse sıcak çatışmaya dönüşmesinde Uslu’nun çabası inkar edilemez.

Bir diğer konu da, Uslu’nun, “PKK ile barış anlaşması sağlanırsa Güneydoğu’da görev yapan güvenlik görevlileri savaş suçlusu olarak yargılanacak” gibi provokatif yazılarla güvenlik görevlilerinin moralini baltalama ve Hükümet’e karşı kışkırtma gayretidir.

Uslu’nun sinsi bir şekilde sabote etmeye çalıştığı Barış Süreci, aynı zamanda lokal ve global derin devletlerin istemediği bir süreç. Uslu’nun çatıştırmaya çalıştığı Camia ve Hükümet, lokal derin devlete karşı mücadele veren iki yapı. Uslu’nun Hükümet’e karşı kışkırtmaya çabaladığı güvenlik birimleri, Ergenekon Cetesi’ne ağır darbeler vuran güçler. Bu durumda, “Uslu kimin hesabına çalışıyor?” sorusu akla geliyor ve dikkatler Uslu-Neocon ilişkisine çevriliyor, ister istemez.

 

Uslu’nun Erdoğan’a “Çakal” Demesi Kendi Seviyesizliğini Gösteriyor

Uslu’nun en büyük hedefi, son iki asırdır memleketin kanını emen, milleti birbirine düşürerek iktidarını güçlendirerek devam ettiren lokal derin devlete karşı amansız bir mücadeleye girişen Başbakan Erdoğan. Uslu’nun Erdoğan’a karşı başlattığı yıpratma ve itibarsızlaştırma gayreti dikkatlerden kaçmıyor. Taraf ve kendi şahsi sitesinde yazdığı yazılardan numune olarak aktaracağım aşağıdaki ifadeler, Uslu’nun takıntı sınırını geçip Erdogan’a kin ve düşmanlığa varan tutumunu gözler önüne seriyor:

“Sayın Erdoğan ‘bu adamların anasını ağlatın’ dediniz de mi piyonlarınız aileme saldırıyor? Doğrusu bunların ‘analar ağlamasın’ diyen size hiç yakışmadığını bilmenizi isterim”, “Bana, ve Taraf’a yönelik itibarsızlaştırma operasyonlarının talimatını Başbakan Erdoğan vermiş ve MİT de bunu yapıyor” “Ben Ergenekon’la anlaşma sinyalleri veren Erdoğan’ı eleştiriyorum” “Artık [AKP] ergen bir kuş olmuş ve yuvadan uçup Ergenekon, Balyoz ve KCK ile kanatlanmak istiyorlar.”

“Sayın Erdoğan ‘bölgede görev yapmış güvenlik güçleri savaş suçlusu olarak yargılanacak’ şartını mutabakat metinlerine sokun emrini de siz mi verdiniz? … Sayın Erdoğan, çok güvendiğiniz MİT mensuplarına, ‘Serap’ı yakın’ talimatını da siz mi verdiniz? ‘Sözümü dinlemeyip KCK operasyonu yapan polisi ve savcıyı PKK’ya şikâyet edin onlar da gelip polisleri öldürsün’ talimatını da siz mi verdiniz sayın Başbakan? MİT’e ‘güvenlik birimleriyle istihbarat paylaşmayın’ emrini de siz mi verdiniz Sayın Başbakan?”

“Erdoğan’ın geçen on yıl içinde pislikleri temizlemek için bir elektrikli süpürge gibi kullandığı aparatlar, kurumlar Erdoğan’ın paçasına yapışan pisliği de vakumlamaya çalıştığı için Başbakan şimdi o aparatı kırmaya çalışıyor.” “Oysa durum net: Bizim oğlan [Erdogan] yanlış yapıyor, yanlış yürüyor, yanlış düşünüyor, yanlış konuşuyor. Dün yan bakılıyordu bugün şaşı bakıyor. Dün mala mülke tenezzül etmiyor, burun kıvırıyordu bugün kendi mahallesinden korkuyor onlara burun kıvırıyor. Dün sabır küpüydü, bugün kibir küpü.”

Uslu’nun, Twitter hesabından Erdoğan’ı ima ederek attığı “Ustalık ve çakallık arasındaki fark ince bir çizgidir; ahlak ve dürüstlük belirler” mesajı, Erdoğan’ı itibarını zedelemek için kendi seviye ve ahlakını zedelemekten çekinmediğini gösteriyor.

Uslu’nun, Neocon entrikası olduğu ortaya çıkan Gezi Kalkışması’nın arkasında yabancı güçlerin (Neoconların) ve sermayenin olmadığını söylemesi; MOSSAD hedef aldıktan sonra sistematik olarak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın itibarını zedelemeye çabalaması da Neoconlarla ilişkisinden ve Neoconlardan aldigi direktiflerden kaynaklanıyor büyük ihtimalle.

 

Yazdır Paylaş
Diğer Haberler
EN ÇOK OKUNANLAR
Sitemizi Nerede Duydunuz?
Google
Facebook
Arkadaşım
Diğer
Trakya22 Haber Portali