Bu haber 22 Eylül 2013, Pazar 10:04 tarihinde eklendi. 517 kez okundu.
Y kuşağı bu propagandayı yer mi?
Biliyoruz ki en çok onlar hafızası zayıf toplumu sever. Çünkü istedikleri zaman istedikleri kılığa bürünürler..
Oraya gelen insanları gördünüz mü? Sizin benim gibi insanlar." Mustafa Koç'un Gezi Parkı sürecine dair gazetelerde ayınlanan açıklamalarında satır arasına karışmış bu cümle, belli ki bu topraklardaki toplumsal hafızanın pek kaale almadığını gösteriyor. Yoksa Koç ailesinin bir ferdinin kendisini Gezi üzerinden "sıradan"laştırmaya çabalaması, o Türkiye'nin derin tarihinde Koç'un yerinin hatırlamayacağını varsayıyor demektir. Gezi'ye destek vermiş orta sınıf Y kuşağının takdirini kazanan Koç'un geçmişini de bilmek hakkı oysa, değil mi?
Geçtiğimiz günlerde 28 Şubat davası ile birlikte gündeme gelen isimler arasında Koç'un bulunması, genç arkadaşlar için "anlamsız" gelebilir. Koç'un 28 Şubat ile ne ilgilis var, denebilir. Oysa o günleri Tansu Çiller'in başdanışmanı Hüseyin Kocabıyık'dan dinleseler Koç'un kendilerine benzeme iddiasının komikliğini fark edebilirlerdi. Avrupa Birliği'ne pozitif bakan o gençlerin, Koç grubunun zamanında AB ile ilgili bakışını bilselerdi... Kocabıyık'ın sözleriyle hatırlatalım Koç'un AB macerasına bakışını. "Büyük sermaye Gümrük Birliği işinden çok rahatsız oldu. Tansu Hanım tehdit ettiler. Açıkça söyleyebilirim. Koç Grubu Tansu Hanım'ı bu konuda açıkça uyardı. 'Türkiye'yi Gümrük Birliği'ne sokarsanız yerli sanayi çöker' dendi. Tansu Hanım da buna karşılık 'Hayır, demokrasinin de Türkiye'nin de gelişmesi buna bağlı. Serbest piyasa üzerinde rekabet ortamını kuramazsak Türkiye bir adım ileriye gidemez' dedi, bu fikri savunuyordu. Nitekim bana göre, 28 Şubat'ın sebebi de buradan türedi.Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne girişiyle özellikle İstanbul medyası ve büyük sermayenin Tansu Hanım'a aleni düşmanlığının başlangıç tarihi nerdeyse aynıdır." Avrupa Birliği'nin en önemli parçası Gümrük Birliği konusunda Koç grubunun duruşu bir zamanlar böyleymiş. Başbakanları "uyaracak" kadar muhalif bir duruş var. Ne kadar benzediğinizi bir daha düşünün...
Ya da Wikileaks sızıntısında Mustafa Koç'un dosyasına bakalım.
"9 Temmuz 2009'da, Koç Holding'in tepe yöneticileri ile ABD'nin o günkü Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, Nakkaştepe'deki bu malikânede bir öğle yemeğinde buluştular. Yemeğin konusu, Türkiye'nin iktisadi ve siyasi gidişatıydı...
Mustafa Koç, Türkiye'nin hâlâ bir IMF programı olmamasından duyduğu endişeyi ifade etti. Türkiye'nin 2002-2008 arasında uyguladığı programın sona ermesinden sonra, IMF'siz kotarılan ilk bütçe olan geçen yılki bütçesinin bir "felaket" olduğunu ve yeni bir programın, hâlihazırdaki zor mali durumda Türkiye'ye çok yardımcı olacağını söyledi. (Mustafa Koç) hükümeti, "derin denizle şeytan arasında sıkışmış" (ikisi de cazip olmayan seçenekler arasında kalmayı ifade eden İngilizce bir deyim) halde görüyor; zira bir yandan, Türkiye bir IMF programına ihtiyaç duyuyor, diğer yandan bir IMF programı, 2011 parlamento seçimleri öncesinde popülist politikaların uygulanmasını önleyecek. (Mustafa Koç) bu bakışla, (IMF ile) müzakerelerde tıkanma yaratan asıl noktaları teknik değil, siyasi olarak görüyor...Mustafa Koç, AKP'nin 2011 parlamento seçimlerinde, 2009 yerel seçimlerinde olduğundan daha kötü performans göstereceği ve kısmen, iktisadi krizi tam da iyi yönetememesi nedeniyle, parlamentodaki çoğunluğunu bile yitirebileceği değerlendirmesinde bulundu. (Koç) bir koalisyon hükümeti kurulmasının – AKP-MHP ya da CHP-MHP – kendisini şaşırtmayacağını söyledi. Koalisyon en iyi sonuç olmayacak bile olsa, o bunun demokrasinin yararı için gerekli olacağına inanıyordu. Yorum: Mustafa Koç iktidardaki partinin sözünü sakınmayan bir muhalifidir ve AKP hakkında, birçok gözlemciden daha olumsuz olma eğilimindedir. AKP'nin siyasi geleceği konusundaki yorumları da bu bağlamda ele alınmalıdır." (Taraf)
2009'dan 2013'e 4 sene geçmiş. Bu süre zarfında IMF gerek duymayı bırakın, IMF'den kurtulduk. Gerekmediği halde Türkiye'nin ekonomisine pranga niteliğindeki IMF'i ısrarla isteyen Koç ile Gezi'de bulunmuş hangi solcu acaba biribirine benzer? İktidardaki hükümet için bir sonraki seçimlerde parlamentodaki çoğunluğunu kaybedecek, oy kaybı yaşayacak, yerine muhalefet gelir öngörüsünde bulunan Koç, 2011'de dediklerinin tam tersi çıktığında ne hissetmiştir acaba? Türk siyasetini doğru okuyamayan, halkın nabzına bu kadar uzak Koç'mu size benziyor? Belki temennileriniz benziyor olabilir ama halkından bu kadar kopuk olmak ister miydiniz gerçekten?
Geçmişi kazmaya devam etsek, daha derinlere, Türkiye'nin başına gelen her askeri darbeye gideceğiz. Ama şimdilik burada duralım. Bu kadarı bile şimdilik yeterli, aslında Koçların "bizlere" benzemediğini görmek için... "Onlar" ile bizim aramızdaki uçurumu fark etmek için illa düşmeye gerek yok. Doğru yere bakmak yeterli.
|
|