Bu haber 12 Ağustos 2013, Pazartesi 18:58 tarihinde eklendi. 663 kez okundu.
Cemaat-yandaş kavgası büyüyor
Cemaat ve AKP arasındaki çatlak büyüyor. Dumanlı yeni bir yazı daha yazdı.
AKP ve Cemaat arasında yaşanan gerilimin köşe yazılarına yansıması ile çıkan polemik, tarafların yazılarıyla tam gaz devam ediyor.
Zaman gazetesi genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Sabah Başyazarı Mehmet Barlas arasında günlerdir sert bir polemik yaşanıyor.
Ekrem Dumanlı polemiğe bugün yeni bir yazı ile devam etti.
İşte Dumanlı’nın “Yahu siz çekilin bir aradan!” başlıklı o yazısından bir bölüm:
“Çok değil birkaç sene önce, önemli bir siyasî figür gazeteyi ziyaret etti. Daha hoş beş diyemeden Başbakan Tayyip Erdoğan aleyhine verip veriştirmeye başladı.
Söyledikleri tenkit çizgisini aşıyor, yaralayıcı noktalara doğru gidiyordu. Dayanamadım, “Keşke bu kadar ağır konuşmasanız, bu kadar sert ve incitici lafların size de ülkeye de faydası yok.” demek zorunda kaldım. Pek hoşuna gitmemişti; ama ne yaparsın, iş büsbütün çığırından çıkıyordu. Şimdi durum ne mi? O, şimdi AK Parti’nin önemli adamlarından biri oldu. Söylediklerini hem çevresi unuttu, hem kendisi. İyi ki de unuttu; çünkü ne siyasî nezaket o ağır sözleri taşıyabilirdi, ne kardeşlik hukuku…
Son seçimlerden birkaç gün önce mühim bir köşe yazarı ile dertleşiyorduk. O sırada Taraf’ta bir iddia dile getirilmişti: Şayet AK Parti yüzde 50′nin altına düşerse bazı komutanlar darbe davaları için hükümete ağır baskı yapacak, oy oranı yüzde 50 civarında olursa komutanlar istifa edecekti. Nitekim iddia doğru çıktı ve Necdet Paşa dışındaki bütün kuvvet komutanları istifa etti… Kâbus senaryolarını tahayyül ederek, “İnşallah oylar yüzde 50 civarında olur da demokrasiye bir balyoz daha inmez.” dedim. Benimkisi demokrasinin devamına yönelik bir temenni idi sadece. Bizim mahallenin tecrübeli yazarı bu düşünceme şiddetle karşı çıktı. O da verdi veriştirdi Başbakan’a. Ona göre parti 40′larda kalmalıydı ki haddini bilsin. Ağır laflar etti. Bir şey demedim; zira o, AK Parti’ye bizden daha yakındı. Yakın ama uzak. Şimdi el üstünde tutuluyor ve ha bire “cemaat analizi” (!) yaparak diğer dostlarını ötekileştirmeye çalışıyor, yürek dağlıyor, gönül kırıyor…
Sadece siyaset ve medyada mı bu gidişat? Hayır. Birkaç yıl önce bir bürokrat, “Bunların akıbeti Menderes’ten kötü olacak!” diye gürlüyordu. Pervasızlığı ile koridorları çınlatan bu bürokrat, lafın ne manaya geldiğini tabii ki biliyordu. Neyse, zaman değişti, devran başka bir denklemin doğmasına vesile oldu ve o şahıs önemli bir yere getirildi. “Eski ülkücü” diye tercih edilen o kişi, şimdi “cemaat” diye yaftalanıp tasfiye edilen meslektaşlarının koltuğunda oturuyor. Otursun. Takdir onu tercih edenlerin; lakin vaktiyle hiçbir beklentiye girmeden kelle koltukta hizmet edenler de bu kadar rencide edilmesin; zira onların dostluğu konjonktürden değil yürekten…
DÜN NEREDEYSEK, BUGÜN DE ORADAYIZ
Örnekleri çoğaltmaya, sözü uzatmaya gerek yok. Hangi birini sayacaksın. Bizzat işittim, mesleğin popüler bir siması, “Bu AKP’lilerden bir cacık olmaz, bunlardan sıtkım sıyrıldı.” diyordu. Adam, tiksinerek bahsettiği partide şimdilerde baş tacı ediliyor. Sayın Başbakan, Kars’taki heykel için “ucube” dediğinde hem Erdoğan’a hem partiye öfke kusan, şimdi mevsimlik tetikçi rolüne soyundu ve ha bire AK Parti’ye yaslanıp cemaate saydırmakla meşgul.
Yaşını başını almış adamların bilge kisvesine bürünerek iki kitleyi birbirine düşürmek için hince yazılar yazmasının da samimiyetle, fikrin namusu ile hiçbir ilgisi yok. Kısa bir süre öncesine kadar karanlık odalardan muhafazakâr kitlelere karşı kara operasyon yapanlar şimdi bir taraftan AK Parti’ye güzelleme yapıyor, diğer taraftan da fitne üstüne fitne çıkararak ‘cemaat’i linç etmeye kalkışıyor. İstihbarat(lar)ın elinde melabe olmuş birileri de ‘cemaat’e karşı 28 Şubat gibi bir tasfiye yapıldığını ve bunun devam edeceğini gururla söylüyor… Sonra da bozacılarla şıracılar el ele vererek AK Parti’ye şirin görünüp ‘cemaat’i ötekileştirmeye kalkıyor.
|