Bakın, aynı şeyi Brezilya'da Dilma için Mısır'da Mursi için söylediler... Dilma'nın Brezilya'sı yalnız Batı'dan sökülüp giden sanayiye ev sahipliği yapmak istemiyor, tıpkı Güney Kore gibi bilgi ve teknoloji üssü olmak istiyordu. Lula'dan sonra koltuğu devralan Dilma, Lula'yı da geçen bir 'başıbozukluk' içine girmişti. Yani Erdoğan gibi 'ileri' gidiyordu...
Batı için tam kriz giderek derinleşirken, Batı'nın topyekûn 'one minute' dediği 'şey,' Mısır'da oldu. Mısır'da yapılan seçimlerde İhvan-ı Müslim'in yani Müslüman Kardeşler kesin olarak iktidara gelmişti. Sonra Mursi 'ileri' gitmeye başladı. Eski rejimin kalıntılarını tasfiyeye girişti, yeni Anayasa için harekete geçti... Aynı tarihlerde ise şunlar öne çıkıyordu:
Türkiye'nin Kürt barışı ile yeniden Irak coğrafyasında etkili olma olasılığı, hızla denetlenemeyen çok kutupluluğa gidiş, Çin'in artık ben Batı'yı finanse etmeyeceğim demesi, Güney Kore'nin, bir örnek Asya ülkesi olarak Japonya'dan sonra yeni bir teknoloji üssü olarak ortaya çıkması, Japonya'nın 2. Dünya Savaşı yenilgisinin baskısına yeter artık deyip yeni ve Batı'yı tanımayan bir büyüme çevrimine adım atması... Bütün bunlar gerçekten Batı için çok fazlaydı ve çok 'ileri' gidiliyordu... Ve 2013 yılının mart ayında keskin dönüş hazırlıkları başladı... İşte şimdi Mısır'da katliam yapıyorlar, Türkiye'de ve Brezilya'da bölünmeyi hatta iç savaş tehdidini gündeme taşıyıp, bu kış ayaklanma ve teknokrat hükümetler gelecek (bir nevi darbe) propagandası yapıyorlar... Ben bu kışın daha fazla demokrasi ile geleceğine inanıyorum... 'İleri gidenler de ileri gitmeye devam etsin, bunun için...'
Cemil Ertem /
Star (ilgili kısım)