Almanya'da aşırı sağcı bir örgütün son üyesi olan Beate Zschaepe mahkeme önüne çıkarıldı.
Almanya'da aşırı sağcı bir örgütün son üyesi olan Beate Zschaepe mahkeme önüne çıkarıldı.
Medya-hem Alman hem Türk medyası-davayı, "Almanya'da 21'inci yüzyılın neo-Nazi davası" olarak lanse etse de, "yıllar sürecek" mahkemenin bu iddialı tanımlamadan hayli uzak kalacağını şimdiden kestirmek mümkün!
2000 ile 2007 yılları arasında 8 Türk, 1 Yunan ve 1 Alman'ı öldürmekle suçlanan aşırı sağcı çetenin sağ kalan tek üyesi Zschaepe (38), dün Münih'te yargıç önüne çıkarıldı. Buna ilişkin haberler her iki ülke basınının da artık ilk konusu ve bir süre daha böyle devam edecek.
Ancak asıl mesele yabancılara yönelik şiddetin arkasında Alman derin devletinin veya bugün daha popüler ifadeye kavuşmuş olan Alman Ergenekonu'nun bulunup bulunmadığı ile ilgili.
Davaya da bu gözle bakılıyor. Ancak şimdiden belli ki mahkeme, bu kritik hatta stratejik soruya yanıt üretmeyecek. Hakimler daha dava başlamadan, mahkemenin işin politik kısmına bakmayacağını söylediler!
Anlamı şu: Cezamızı veririz, cüppemizi asar gideriz. Ancak bu bile kolay olmayacak. Çünkü bu süreç en az iki yıl ve yine en az 80 celseyi bulacak. Bu da kamuoyunun ve basının ilgisini çoktan kaybedeceği bir süreç anlamına geliyor.
Zaten daha başlar başlamaz savunma avukatlarının "reddi hakim" istemeleri bunun en iyi göstergesi. Öyle ki, Berlin mahkemeleri içinde muhafazakâr kanaatleri en güçlü adliyenin hakimlerine bu talep iletiliyorsa, oyunun sulandırılacağının önemli bir ipucu sayılabilir.
Mahkemenin "düzenini" ne bozabilir?
Yani, Almanya'da yabancılara, Türkler'e yönelik saldırıların arkasında bir akıl bulunduğu, üstelik bu aklın devletin bazı organları tarafından desteklendiği, yönlendirildiği, beslendiği ve hatta kullanıldığı yolunda bir açık ortaya çıkmaz mı?
Ankara'nın bu konuda anlamada belli eğilimi var. Yani bu eylemlerin en azından sistematik ve planlı olduğunu konusunda, hatta Almanya-Türkiye ilişkileri ile, iç dinamikleri ile, Türkiye'nin bölgesel, küresel adımlarının Almanya'nın stratejik adımları ile çelmeleştiği noktasına da bakışı götüren okumalar mevcut.İşte bunlar için elle tutulur, açık veren bir bilginin ortaya çıkması ancak "Nazi gelin"inin konuşması ile mümkün olabilir! Oysa Zschaepe hiçbir yerde konuşmuyor, yüzlerce gündür susuyor! Dün mahkemede takındığı tutum da bu suskunluğunun süreceğinin göstergesi.
Kaldı ki, Almanya'da yaşanan bu vahşi olayların ardında bahsedildiği gibi bir Berlin aklı var ise Zschaepe'nin konuşmasını beklemek gerçekçi olmaz!
Hangi devlet uluslar arası boyut ve ilgi kazanmış, üstelik tarihte kendisinin en yaralı olduğu konuda ve açık bir mahkemede kendini mahkûm ettirir?!
Görünen o ki içi boşaltılmaya çok müsait bir mahkeme sürecinin nihayetinde elimizde bir ceza olacak ama politik ve bürokratik bağlar ortaya çıkmayacak!
Peki, illa derin Almanya'nın bu tür eylemlerdeki rolünü anlamak için bu davalara ihtiyaç var mı?. Türkiye'nin ulusal ve küresel çıkarlarına yönelik bir saldırının olup olmadığı, olduysa "neden" olduğu, nihayet nasıl bertaraf edileceği konuları için bu mahkemeye bakmak gerekli mi?
Gerekli diyenler sadece şov izleyecek