Türkiye’nin tüm akilleri o sorunun yanıtının peşinde.. Seçilmiş veya değil hiç biri, her gün kendilerine yöneltilen o sorunun yanıtını şimdiye kadar veremedi... Doğrusu verecek gibi de durmuyorlar..
O soru, 7 akil grubunun 7 ayrı bölgede karşılaştığı, “Ne oldu da terör örgütü bu süreci kabul etti?” sorusu.
Veya bağlı olarak, “Apo serbest bırakılacak mı?”, “Af çıkacak mı”, “Erdoğan Başkan olacak mı?” diye uzayıp giden, yan ama bağlı sorular.
Bu sorunun yanıtını akiller içinde bilen yok. Tahmini olan da bu konu üzerinde konuşmayı sürecin hassasiyeti yüzünden dile getirmeyi uygun görmüyor. Nihayetinde bu soruların temeli, “hükümet ile İmralı arasında bir pazarlık" olup olmadığı merakına dayanıyor.
Hükümet açısından bu sorunun açık ve tek bir yanıtı var: “Hayır hiçbir pazarlık yapılmadı, hele yukarıda konular gündeme bile gelmedi.”
Fakat bu açık yanıt, “pazarlık” kabulünü iyice sindirmiş zihinler açısından fazla bir mâna ifade etmiyor. Örneğin CHP, “tamam biz de katılalım ama süreç nedir söyleyin” duvarına sırtını yaslamış durumda.
Oysa pazarlık yok ise geriye sadece ülke güvenliğini ilgilendiren, açıkça “gizli” konular kalıyor. İşte eşyanın tabiatında bulunan bu gizlilik de tekrar tekrar akillere yanıtlayamadıkları o soru olarak dönüyor, böylece içinden çıkılmaz bir kısır döngü oluşuyor!
CHP bunu politik paralize oluşunun mazereti olarak kullanırken, MHP tam mevzi oluşturduğundan, sürecin bu alaca-karanlık alanını açık bir hedef ve AKP’nin suçlarını gizlediği bir alana dönüştürüyor.
Final olarak, toplumun ağır çoğunluğu; “artık bu iş bitsin ve arkasından bizi üzecek bir şey çıkmasın” noktasında ve AKP söylemleri açısından bu doğru bir yolda olunduğunun açık göstergesi.
Çünkü arkasında bir şey yok ve nihayet gelecek olan şey barış! Peki, süreç bu şekilde sonlanır ve 2014 yılının bol seçimli günlerinde MHP ve CHP’ye “arkasında ne varmış” diye sorulduğunda, MHP'li ve CHP'li sandıklar nasıl bir yanıt verebilir?
Bu sorunun yanıtı şimdiden daha belirgin.