Çatınızda dikkat çekince, odanıza girmeye karar verdiler...
Türkiye'de hizmet veren bir cep telefonu operatörünün düzenlediği 'sohbet toplantısında', kamuoyu sağlığını çok yakından ilgilendiren tehlikeli bir cihazın duyurusu yapıldı. Ancak bu duyuru, her zamanki gibi yeni teknolojinin arz ettiği tehlikelerden arındırılmış bir şekilde, "müthiş bir buluş" gibi sunuldu, basınımız da, konunun etrafında dönen tartışmaları sanki hiç bilmiyormuş gibi ballandıra ballandıra aletin tanıtımını yaptı. Önce haberi okuyalım:
"Evde telefon çekmeme derdi artık bitiyor. BTK tarafından üzerinde çalışılan sistemle, ADSL modem görünümündeki
mini baz istasyonları, 'arka odada cep
telefon çekmeme' sorununa çözüm olacak. ADSL modemlerin
beşte biri oranda elektro manyetik dalga yayan bu cihaz kesintisiz iletişim imkanı sağlayacak."
Tanıtımı yapan yetkili kişi 'fem to cell' adıyla bilinen bu yeni teknolojiyi bakın nasıl tanımlıyor:
"Dünyada
çok yeni olan ev tipi baz istasyonu teknolojisini Türkiye'de de kullanıma sokmak istediklerini belirterek, '
fem to cell' modemlerin, ADSL altyapısından faydalanarak, cep telefonu iletişimini sağladığını, bu sistemin, kapalı alanlardaki iletişim kapasitesi ve kalitesini artırıcı özelliği bulunduğunu aktararak, '
Aynı ADSL modem kutusu gibi bir cihaz eve kurulacak. Evi, girişin altında olan insanlar var. Eksi 5. katta oturuyor. Evini baz istasyonu görmüyor, yapacak bir şey yok. Bu tür sorunlarda çözüm sağlıyor' dedi."
Özetle, iyibilgi'nin yıllardır dikkat çektiği, aleyhine önemli bir kamuoyunun oluştuğu
'baz tehlikesi', şekil değiştirerek, daha sinsi bir taktikle evimizin içerisine giriyor. Bu yeni tehlikeyi, konunun uzmanı, "
Cep Tehlikesi" ve "
Tehlikeli Oyuncak” kitaplarının yazarı, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Şeker'e sormayı uygun gördük.
Prof. Şeker'in dikkat çektiği en önemli husus, bahsi geçen 'fem to cell' cihazının tanıtımında kullanılan iletişim stratejisinin detayları:
1- "Adsl modemlerin beşte biri oranda elektro manyetik dalga yayması" hiç bir şekilde bu cihazın tehlike arz etmediği anlamına gelmiyor. Tam tersine, adsl alt yapısını kullanması demek, sağlık açısından ciddi bir tehlikenin olduğunu gösteriyor. Yurt dışında uzun zamandır
WI-FI olarak adlandırılan, k
ablosuz internet yayınlarına karşı insanlar uyarılıyor. İnternete, mümkün olduğunca, kablo üzerinden bağlanılması salık veriliyor. Sebebi de şu: Elektromanyetik alanların uzun vadede biyolojik etkileri, özellikle DNA üzerinde ölümcül. Bu alanlar ve radyasyon dalgaları, insan vücudunda kontrol edilemeyen mutasyon ve kanser tehlikesine kapıyı açıyor. Daha geçtiğimiz ay, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Kanser Araştırmaları Kurumu,
cep telefonu kullanımının beyin kanseri yapabileceğini açıkladı. Adsl modeminiz kablosuz internet bağlantısını desteklemeyebilir. Bu cihaz, o modeme bağlandıktan sonra, evinizde kablosuz yayın yapmaya başlayacak.
Dolayısıyla DNA'nızı etkileyecek elektromanyetik bir alan söz konusu.
2- Gelelim şu 'beşte biri oranına'. Prof. Şeker, esas illüzyonun burada yapıldığını söylüyor. Tanıtım yapılırken özellikle şiddetine dikkat çekiyorlar
. Oysa tehlikenin özü, şiddetinden çok dalgalara maruz kalınan sürede saklı. Yapılan araştırmalara göre cep telefonları vs. gibi cihazların yaydığı
elektromanyetik alan ve dalgaların sağlık üzerindeki etkileri 10 ile 15 sene içersinde ortaya çıkıyor. Yani burada adsl modem baz alınarak güçle ilgili bir bilginin dile getirilmesi, hiçbir anlam ifade etmiyor. Önemli olan insan vücudunun enerji yüklü dalgalara ne kadar süre boyunca maruz kaldığıdır. O yüzden de yukarıda belirtildiği gibi, kablosuz veri paylaşımının olabildiğince kısıtlanması salık veriliyor.
Bu cihaz, tam tersine, evinizin içine 24 saat yayın yapacak, elektromanyetik bir alan koyuyor.
Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için, Prof. Şeker basit bir benzetme yapıyor:
"Nasıl Çin işkencesinde bir adet su damlası, alnınızın üzerine saatler boyu düşer ve sizi delirtirse, kablosuz yayınlar vücudunuzu öyle delirtiyor." Acı hissetmeden, uzun vadede vücudunuzu çok riskli bir geleceğe taşıyorsunuz.
Bırakın, cep telefonunuz arka odada çekmesin. 15 dakika daha çok telefonda konuşabilmenizin karşılığı, ömrünüzün 15 senesine denk olmamalı...