Barış Süreci'nden petrol çıkar mı?..
Güneydoğu’ya ilişkin en önemli sıkıntı terörle mücadele ise yine aynı coğrafyaya ait (Türkiye’nin tamamını da kapsayan biçimde) yıllara yayılmış bir sorunda “petrol”! Yani bölgede petrol bulunduğuna ait efsanevi bir inanç ve bu konuda şimdiye kadar yapılanların sınırlı kalması.
Bölgede petrol bulunduğu ama çıkarılmadığına yönelik iddia ayrı bir tartışma konusu. Ancak bölgenin bu manada ihmal edildiği noktası üzerinde durulmalı. İstatistikler Türkiye genelinde petrol olma olasılığı bulunan yerlerin ancak %2’sinde arama yapıldığını gösteriyor.
Güneydoğu’da ise bu oran daha yüksek olmakla beraber asla kâfi değil. Nedenlerden biri bu konuda gelişmiş ve güçlü özel sektörün yapılanamamış olması. İkincisi ise işte bölgenin güvenlikle ilgili durumu.
Yani bu zamana kadar bölgeye gitmeye çekinen sektörü ne olursa olsun özel yatırımcının gerekçeleri neyse petrolcülerin de o. Bir de üstüne petrol aramalarının büyük maddi riskler taşıması, petrol bulunamadığında on milyonlarca doların bir anda hiç olması. Eh, bunun üzerine de güvenlik sorunu eklendiğinde büyük risk ihtiva edeceği ve ortada kimsenin kalmaması normal görülebilir.
Ancak sürdürülen “çözüm süreci” bu alanda da büyük bir sıçrama yaratabilir ve hayli kısa zaman dilimi içinde aramalar birkaç katına, buna bağlı olarak bulunan petrol miktarı da, kat be kat artabilir.
Buna ilişkin kimi beklentiler de var. Örneğin Silopi’de, sınıra çok yakın bir mevkide-yabancı gözler tarafından da dikkatle izlenen-bir sondaj var! Hedeflenen derinliğin-tahmini-yarısına da ulaşıldı. Belki ilk müjdeli haber buradan gelebilir.
Bölgede stratejik miktarda petrol bulunmasının uzun vadeli ekonomik, sosyal, siyasi sonuçları da olabilir.