HABERİN kaynağı, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'a çok yakın isimlerden biri.
Bu bilgiyi verirken, "Bunu bilen sadece 6 kişi var" dedi.
Ben de "Ben öğrenince tüm Türkiye öğrenir" dedim.
Anlatayım da 8. kişi de siz olun.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, şike soruşturması çerçevesinde cezaevine girdikten sonra sürekli olarak, "Bu işi bize cemaat mi yaptı? Cemaat yaptıysa niye yaptı?" sorularını hem kendine, hem de yakın çevresine sormaya başlamış.
Çeşitli aracılar, "Bu işin cemaatle ilgisi yok" deseler de Aziz Yıldırım buna kulak asmamış ve bu soruyu doğrudan doğruya cemaatin en önemli ismine, Fethullah Gülen'e sormayı kafasına koymuş.
Cezaevinden çıktıktan sonra da Fethullah Gülen'e ulaşmak için imkân ve fırsat kollamaya başlamış.
Ancak Gülen tarafı konuya çok sıcak bakmamış.
Fethullah Gülen, Aziz Yıldırım'ın kendisiyle görüşmek istediğini söyleyen aracılara, "Ben ne konuşacağım. Alakamız olmayan bir işle ilgili bizi suçladılar hep. Şimdi konuşsam ne olacak" demiş ve görüşmeye pek sıcak bakmamış. Israrlara rağmen görüşmemiş.
Aziz Yıldırım, en sonunda ekim ayı içinde, Gülen'in ağabeyinin vefatının hemen ardından "taziye" için Fethullah Gülen'i aramış.
Gülen bu kez "Hayır" diyememiş ve telefona çıkmış.
Başsağlığı dileklerinden sonra Aziz Yıldırım, aylardır kafasını meşgul eden soruyu sormuş Gülen'e.
"Hocaefendi, herkes bizim başımıza gelen bu felaketten sizin cemaatin sorumlu olduğunu söylüyor. Gerçekten öyle mi? Bunları sizin arkadaşlar mı organize etti? Eğer öyleyse niye?" sorusunu yöneltmiş.
Gülen çok net yanıtlamış.
"Aziz Bey, başınıza gelenlere biz de çok üzüldük. Geçmiş olsun. Ama bizim ne Fenerbahçe'yle ne de başka bir spor kulübüyle hiçbir husumetimiz olmaz. Biz bu işlerle hiç ilgilenmedik. Spor bizim bildiğimiz, anladığımız, ilgilendiğimiz bir şey değil zaten. Bu dedikodular nereden çıktı bilmiyorum, ama bizim sizin başınıza gelenlerle uzaktan yakından hiçbir alakamız yok. Olamaz da. Siz bunlara kulak asmayın rica ederim" demiş ve konuyu kapatmış.
Bana bunu anlatan kişiye, "Başkan tatmin olmuş mu peki?" diye sordum.
"Bilmiyoruz. Bir şey söylemedi ama konuyu da bir daha açmadı" dedi.
BUGÜN yeni bir yıla uyandık.
Zaman giderek hızlı mı geçiyor, yoksa biz yaşlandığımız için mi böyle emin değilim.
2012'nin ilk günü daha dün gibi geliyor.
Kendimce bir matematik uydurdum zamanın giderek hızlanmasına.
2 yaşımızdayken 1 yıl ömrümüzün yarısı.
10 yaşımızdayken onda biri.
50'ye gelince 50'de biri oluyor.
O yüzden hızlı geçiyor galiba.
Zaten bizim zaman ölçümüzü hiç almıyor aklım.
İçinde bulunduğumuz galakside 300 milyar civarında yıldız var.
Bizim galaksimiz gibi milyarlarca galaksi var.
Bizim Güneş'imiz o trilyonlarca yıldızdan biri. Ve evrende bir toplu iğne başı bile değil.
Dünya'mız ise o toplu iğne başı bile olmayan Güneş'in etrafında dönüyor.
Ve bizim zaman hesabımız, Dünya'mızın Güneş'in etrafında döndüğü zamana göre hesaplanıyor.
Böyle bakınca, zaman insana ne kadar anlamsız geliyor.
O anlamsız zamandan bir sene daha gitti.
Yenisi size, sevdiklerinize ve hatta sevmediklerinize güzellikler, mutluluklar, bolluklar ve özgürlükler getirir
Başbakan'a son teknoloji güvenlik
BAŞBAKAN Erdoğan'ın evinde, ofisinde bulunan "böcekler", gündemi bir süre daha meşgul edecek gibi görünüyor.
Açıkçası ben de Devlet Bahçeli gibi, bu böceklerin sadece Başbakan için değil, ulusal güvenlik için de bir tehdit olduğunu düşünüyorum.
Aslına bakarsanız, Başbakan'ın yaşam alanlarında düzenli olarak "dinleme ve görüntüleme" cihazlarına yönelik arama taramalar yapılıyordu. Ancak büyük bir olasılıkla "mesleki körleşme" nedeniyle bu taramalar fazla rutine binmişti ve üstünkörü olarak yapılıyordu.
Başbakan'ın koruma ekiplerinin değişmesinin ardından, bu aramalarda kullanılan teknolojilerde de değişime gidildi.
En son teknoloji cihazlar getirildi ve bunlarla yapılan aramalarda, o güne dek bulunamayan "böcekler" tespit edildi.
İlk böceğin bulunmasının ardından meydana gelen bu gelişmelerde tüm cihazlar gözden geçirildi. Sadece Ankara'daki konutta değil, İstanbul'daki evde ve Dolmabahçe'deki ofiste de detaylı incelemeler yapıldı.
Zafiyetin ortaya çıkmasının ardından Başbakanlık'taki tüm güvenlik kameraları, x-ray cihazları, dedektörler ve jammer'ların yenilenmesine karar verildi.
Bazı kameraların arızalı olduğu, pek çoğunun 10 yıl öncesine ait teknolojiye sahip olduğu görülünce Samsung firmasıyla özel bir anlaşma yapılarak tüm görüntü sistemleri yenilendi.
Bununla da yetinilmeyerek, bu sistemleri kullanacak ekipler üretici firma tarafından özel bir eğitimden geçirildi.
Başbakanlık koruma ekiplerinde yapılan bir diğer yenilik ise koruma polislerine elektroşok silahların alınması oldu.
Yakın mesafede meydana gelebilecek bir olayda ateşli silah kullanılmasının yaratabileceği güvenlik zafiyeti ve zararlar göz önüne alınarak alınan elektroşok tabancaları için koruma polislerine bu cihazları kullanma kabiliyetlerini geliştirmek için Gölbaşı'ndaki tesislerde kurslar düzenlendi.
Başbakan Erdoğan'ın çalışma ofislerinin çevresindeki ve seyahat ettiği konvoylardaki jammer cihazları da yenilendi.
Uzaktan kumandalı bir bombaya ve uzaktan yapılacak dinlemelere karşı önlem olarak yenilenen gelişmiş teknoloji ürünü jammer'lar hem telsiz, hem telefon görüşmelerini engelleyecek kapasitede.
Yüksek güçlü bu jammer'lar Başbakanlık ofislerinde ve Başbakan'ın bulunduğu yerlerde her türlü telefon ve telsiz irtibatını engelleyecek.
Ancak Başbakan'ın özellikle hareket halindeyken telsiz ve telefon irtibatının kesik olacağı anlamına gelmiyor bu durum.
Çünkü jammer'lar, kendilerine tanıtılan frekansların çalışmasına izin verecek ancak tanıdık olmayan tüm frekansları kesecek.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Dünyayı güzelleştirmek için yılın değil kafaların değişmesi gerektiğini anladığımız zaman.