TRT Haber kanalında her hafta Çarşamba günü saat 22:45'de yayınlanan Açı programının bu haftaki bölümünde ABD seçimleri masaya yatırıldı. Bu seçimler dünyayı neden bu kadar ilgilendiriyor? Seçim sonuçları Ortadoğu'yu nasıl etkileyecek? Gazeteci Faruk Bilgin sordu, Prof. Prof. Prof. Dr. Sedat Laçiner,Prof.Dr. Talip Küçükcan ve Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan yanıtladı. Programdan satırbaşları şöyle:
Prof. Sedat Laçiner:
ABD Başkanı Obama dış politikada ilgisini azalttı Amerika’nın. Bir önceki Cumhuriyetçi Başkan Bush öylesine dağıtmıştı ki ortamı, neredeyse bozmadığı ilişki kalmamıştı. Bir takım yorumculara göre Bush döneminde ABD’nin küresel liderliği tehlikeye girdi. Obama’nın tarzı biraz farklı. İçeri döndü, dışarıda hareketsiz kalmakla suçlandı. Doğal olarak bu, diğer devletlerin hoşuna gidiyor. Rusya ile kullanılan dili yumuşattı, diyalog aradı. Usulü ve yöntemi, dünyanın memnun olacağı tarzda. ABD ilgisinin azalması kimseyi korkutmuyor.
Özellikle Bush döneminde Amerika fena halde bölündü, kutuplaştı. Kemikleşen oylar oluşmaya başladı ki bu Amerika için tuhaf bulunuyor. Obama’nın arkasındaki oylara baktığınızda, siyahların, hispaniklerin, göçmenlerin, devletin yardımına muhtaç fakirler ve gençler ve sosyal desteğe ihtiyaç duyan anneler yani dezavantajlı gruplar çoğunlukta görünüyor.
Obama’nın konuşmasında verdiği en önemli mesaj, sihirli kelime: “Amerika’nın yeniden inşası” Krizin üzerini kapatıyoruz, şimdi yeniden inşa sürecine başlıyoruz, demeye getiriyor.
Obama’nın ABD’yi geri çekmek zorunda kalması… Bakın bu bir zorunluluktur. Obama, ilerici, demokrat vs olduğu için Cumhuriyetçilerden ayrılmıyor. Clinton’a baktığınızda yöntemi farklıydı ama dünyanın dört bir yanını da inletiyordu. Nasıl yapıyordu? Liberal müdahalecilikle. Bush sağ sola saldırarak yapmaya çalıştı. Ama şu noktaya geldik ki, Amerikalılar da şunu görebiliyorlar: Biz, dünyanın tek süper güç pozisyonumuzu uzun süre devam ettiremeyiz. Yanılmıyorsam 1989’da Pentagon’da hazırlanmış bir rapor vardı. O raporda, Amerika’nın 2020 yılına kadar tek süper güç olarak devam eder. Ancak o tarihten sonra meydan okumalar başlar ve ondan sonra gücün paylaşılmasına geçilir. Amerikan hegemonyasının sonuna yaklaşılıyor. O raporda ayrıca şu vardı: Süper güç pozisyonumuzu devam ettirmek istiyorsak kritik iki bölge var. Birincisi Ortadoğu ikincisi Asya-Pasifik.
İsrail, Obama seçilmesin diye çok uğraştı. O dönem sürecinde İsrail böyle yaparken, Türkiye tam tersini yaptı. Kamuoyu bunu çok bilmiyor. Nasıl yaptı? İranlıları İstanbul’a getirdi, bütün sistemin işlemesini temin etmeye çalıştı. O süreç içersinde Türk Dışişleri’nin önemli kaygılarından biri de, Obama’nın yeniden seçilmesine İran meselesinin zarar vermesini engellemekti. Türkiye’nin Obama zarar görmesin diye bilinçli tercihleri vardı. Yeni dönemde İsrail bunun karşılığını görür. Türkiye’nin de karşılığını göreceğini düşünüyorum. Obama’nın ilk işi Filistin meselesine el atmak olacaktır. Amerikan diplomasisi yeni bir kampanya başlatacak, iki devletli çözüm için elinden geleni yapacaktır. Ocak ayında İsrail’de seçim olacak. Netanyahu, Obama’yı seçtirmemek için elinden geleni yaptı. Şimdi kendisi seçime gidiyor. Biz geçmişte Amerika’nın İsrail seçimlerine nasıl müdahale ettiğine dair enterasan örnekler gördük. Amerika’dan gelen paranın seçimden önce gelmemesi, seçim sonrasına ertelenmesi vs. gibi.
Prof. Talip Küçükcan:
Son seçim analizlerinde genç nüfusun ciddi oranda Obama taraftararı, daha liberal ve demokrat olduğu söyleniyor. Bundan sonraki seçimlerde Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasındaki makasın açılacağı söyleniyor.
Bugün piyasalardaki iniş çıkışlara, hangi şirketlerin hisse senedi değerlerinin düştüğüne bakarsanız o zaman Romney’in seçimdeki beklenmeyen çıkışını anlayabiliriz. Yaklaşık 1 milyar dolara yakın para harcadı, bu kadar parayı nasıl topladı, hangi kuruluşlar ve sektörler Romney’e seçim yardımında bulundu, bu çıkışın cevabı orada yatıyor. Haberlere bakıldığında, savunma sanayi şirketleri ciddi hisse senedi değeri kaybına uğradılar. Romney açık ve net bir şekilde biz savunma harcamalarını arttıracağız demişti.
2008 finans krizi pek çok dünya liderini götürdü. Sarkozy, Berlusconi, Zapatero ve Gordon Brown bir daha seçilemedi. Bu aslında ABD’deki Obama’nın kendi pozisyonunu geliştirdiğinin işareti. Kritik bir başarı, bence. Obama ikinci dönemde daha cesur olabilecek.
Prof. Deniz Ülke Arıboğan:
Amerika, özellikle son dönemde, soyut ama gölgesi çok büyük bir güvenlik endişesinin etkisinde girmedi bu seçimlere. Askeri güvenlik açısından rahat bir dönemde seçime girildi Cumhuriyetçileri genelde palazlandıran, oy kazandıran bu güvenlik meselesiydi.
Yahudilerin Romney’i desteklediği iddiası doğru değil. Yahudi lobilerin desteğinden bahsedebiliriz. İsrail politikaları ile Yahudi diasoporasının çıkarları arasında çok çelişkili durumlar ortaya çıkabiliyor. Netanyahu ne kadar çatışmacı politikalara girerse, diaspora Yahudilerinin güvenliği o kadar tehlikeye giriyor. Yahudi lobileri enerji ve silah piyasalarına yakın oldukları için Romney’e destek verdiler. İsrail çok net olarak destek verdi. İsrail ile Amerika arasındaki ilişkilerin tekrar tanımlanması gerekiyor. Öyle düşündüğümüz kadar net bir korelasyon olmayabilir. Hiçbir zaman İsrail’den vazgeçmiş bir ABD’den sözedemeyiz, o ayrı. İsrail yönetimi ile dövüşse bile, Ortadoğu’da en önemli taşıdır Amerika’nın. Dünya, 1960’ların dünyası değil diye Demokratlar ısrarla vurgu yaptı. Rusya ile olan ilişkilerde vurguladılar, kanımca İsrail ile olan ilişkilerde de vurgulanacak bir şey. ABD eskisi gibi dünyanın her yerinde at oynatabilecek diye bir şey yok. Ne eski İsrail var ne de eski Arap ülkeleri.