Nereye düştü, gören var mı?

Bir enerji içeceği sponsorluğunda, 39 bin metreden Dünya'ya atlayan Avusturyalı paraşütçü Felix Baumgartner, gündemden düşmek bilmiyor. Sembollerle dolu bu atlayışın farklı bir okuması nasıl olur diye merak ettik. Biraz deşince karşımıza hayli ilginç bir tablo çıktı. Öncelikle bu atlayışa dair sembollere tek tek bakalım:

Sponsor firmanın amblemi olan boğalar doğal olarak, Baumgartner'ın giysisinin görülebilen kısımlarına konmuştu. Kafa kafaya veren boğalar aynı zamanda boynuz gibi duruyor. Televizyon reklamlarında vampirleri bile kanatlandıran firma, Felix'i de önce kanatlandırıyor, ardından düşürüyor.

Felix'in atladığı kabininin adı "Zenith". Arapça kökenli olduğu söylenen ve Türkçe'de başucu / zirve anlamına gelen, astronomide de kullanılan bu kavram, Kabala'daki sefirotlar ile ilişkili okunabilir. Hele hele kahramanın soyadı Baumgartner'ın Türkçe 'ağaç' kökünden gelmesi, bu ilişkiyi güçlendirecek nitelikte. Başucundan, yere doğru, Hayat Ağacı boyunca "düşüş"ü, Kether ile Malkuth'un ateşi arasında düz bir yolculuğa benzetilebilir. Tıpkı Ahdi Cedid'de geçen Lucifer'in düşüşü gibi...

Görsel kültürde düşüş ile ilgili en dikkat çekici yapımlardan biri Jodie Foster'ın başrollerinde oynadığı, hikayesi Carl Sagan'a ait 'The Contact' yani Temas filmidir. Filmin en önemli sahnesinde, uzaylıların gönderdiği teknik bilgilere dayanarak inşa edilen devasa küp serbest düşüşe geçer ve içindeki Jodie Foster 'boyutlar arası' yolculuğa çıkar. Düşmek aynı zamanda boyutsal bir yolculuktur da...

İsrail savaş uçaklarının cezalı olduğu gün, Felix'in meşhur Roswell'den 'kanatlanıp', canlı yayında milyonların gözü önünde, başucundan aşağıdaki krallığa bir ateş topu misali düşmesi daha bir çok okumaya tabii tutulabilir.

Ancak esas soru, Felix'in nereye düştüğü...

 

 

 

 

iyibilgi

Yorum yapmak için tıklayınız!   Yapılan Yorumlar [ 0 ]

Diğer Haberler