Uluslararası hava sahasında Suriye tarafından düşürülen uçağımız hakkında "Elektromanyetik müdahale" iddialarını Başbakanlık kaynakları gerçekçi bulmamış. Keşke İranlı veya Rus kaynaklara sorsalardı...
Geçtiğimiz haftalarda Hürriyet gazetesinden Tolga Tanış, ismini vermediği ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan 'üst düzey' bir yetkiliyle mülakat yapmış, mülakat sırasında isimsiz yetkili Suriye tarafından düşürülen uçağımızla ilgili detayların ABD Yönetimi’nde ‘bilmesi gereken kişiler’ tarafından bilindiğini vurgulayarak, şunları
söylemişti
"Bizim şimdiye kadar vurulan Türk jetiyle ilgili yaptığımız açıklamalar, Türkiye’nin pozisyonuyla çelişmiyor. Ortada sadece Wall Street Journal’ın yayınladığı ve Pentagon’dan bir yetkiliye dayandırdığı haber var. O açıklamayı yapanın da neden yaptığını bilmiyorum. Elbette bu olayın detaylarının neler olduğunu Amerikan Yönetimi’nde görev alan ve bilmesi gereken kişiler biliyor. Ama şu anda Türkiye’de tartışma konusu olan hiçbir detayın bizim için kesinlikle hiçbir önemi yok. "
Bugün Sabah gazetesinden
Yahya Bostan örnek bir gazetecilik faaliyetine imza atarak, isimsiz yetkilinin
'Amerikan Yönetimi’nde görev alan ve bilmesi gereken kişiler biliyor' dediği
bilgilerin Ankara'ya gelen ilk bölümlerine ulaşmış
:
"Türk uçağıyla ilgili ABD ve NATO'dan Ankara'ya gelen kritik bilgilerin detaylarına ulaştı. ABD Ankara'ya özetle "Olay uluslararası hava sahasında gerçekleşti ancak uçak düştü mü yoksa düşürüldü mü tespit edemedik" dedi. ABD'nin "açıklamayız" dediği ancak Ankara'ya gönderdiği, radar kayıtlarından oluşan bilgilerin ilk bölümü, Türkiye'nin tezleriyle bire bir örtüşüyor."
Zaten Tanış'ın haberindeki isimsiz yetkilinin de belirttiği üzere Ankara'ya gelen bilgiler Türkiye'nin tezleriyle bire bir örtüşüyor, çelişmiyor. Ufak bir farkla:
Çelişmeyen taraf bilgilerin ilk bölümü...Sonrakilerin ne olduğunu şimdilik bilmiyoruz.
Neyse gelelim esas bizi ilgilendiren kısma. Haberin sonunda Aydoğan Vatandaş ve iyibilgi'nin dillendirdiği bir teoriye de açıklama getirilmiş:
"Ortaya atılan "elektromanyetik müdahale" iddialarını ise Başbakanlık kaynakları gerçekçi bulmuyor." (Ortaya atılan elektromanyetik müdahale iddiaları için:
Eksik Parça ve
NATO'ya elektromanyetik mesaj)
Haftalardır uçağımızın nasıl düşürüldüğü konusunda kesin bir açıklama yapamayan ama siber savaş araçlarını da gerçekçi bulmayan Ankaralı yetkililer, eminiz ki konu hakkında bizden daha fazla bilgiye sahiplerdir. Ancak biz gene de üzerimize düşen gazetecilik sorumluluğunu yerine getirelim ve bir sene önce İran'ın düşürdüğü ABD casus uçağı ile ilgili şu önemli bilgiyi
paylaşalım. Bakalım Ankaralı yetkililer fikirlerini gözden geçirecek mi?
"Rus Vzglad gazetesine göre İran’ın hasarsız şekilde ele geçirdiği iddia edilen RQ-170 tipi Amerikan casus uçağı, Rusya’nın İran’a Kasım ayı başında verdiği elektronik savaş istasyonu “1L222 Avtobaza” tarafından kontrollü şekilde yere indirildi.İlk olarak vurulduğu bildirilen RQ-170 Sentinel tipi casus uçağının, daha sonra “elektronik pusuya” düşürülerek ele geçirildiği öne sürülmüştü. İran televizyonunda geçen hafta yayınlanan görüntülerde, casus uçağın neredeyse hiç hasar görmemiş bir halde olması dikkat çekmişti."
Tabii ki uçağımız bu sistem ile düşürülmemiş olabilir. Ancak böyle bir araç ortadayken, ABD'ye ait gelişmiş bir casus uçağı İran, 'hasarsız' ele geçirmişken (ne füze, ne de uçak savar ateşi), 'elektromanyetik müdahale' teorisini
gerçekçi bulmamanın kendisi biraz gerçek dışı olmuyor mu?
Başbakan'ın Rusya gezisi hazır başlamışken, Başbakanı takip eden muhabir arkadaşlar bu elekronik savaş istasyonunu da bir ara yerinde soruşturabilirler mi?