Leyla Zana Başbakan’la görüşmesinde 6 maddelik talepte bulundu.. Zana'nın çıkışı bu 6 maddeden de önemli ama bunların kaçı kabul edilebilir ki?. Kaçı hükümetin elinde ki? İşte liste...
Leyla Zana'nın Başbakan Erdoğan'la görüşmesi Türkiye kamuoyu tarafından gayet yakından ve merakla izlendi. Görüşmenin içeriği de-daha çok Zana tarafının söyledikleri olmak üzere-basına yansıdı.
Zana görüşmede çözüm için 6 madde saydı: 1. Öcalan'a ev hapsi, 2. Devletin Kürtler'den özür dilemesi, 3. Oslo sürecinin yinelenmesi, 4. KCK tutuklamalarının son bulması, 5. Anadilde eğitim taleplerini dile getirdi, 6. Silahları bırakın söylemi.
Peki bu 6 maddenin kaçı hükümet tarafından uygulanabilir ve elbette daha önemlisi kamuoyu tarafından sindirilebilir?
Öcalan'a ev hapsi: Bu şu anda zaten mümkün gözükmüyor çünkü bizzat hükümetin konuyla ilgili bakanlarının ve Başbakan'ın bu konuda bir çalışma ve düşünce olmadığına yönelik açık söylemleri var. Aksi bir durum ciddi bir kamuoyu rahatsızlığı yaratır ki, birden çok seçimin yaklaştığı bir dönemde bu maddenin hayata geçmesi mucize olur.
Devletin Kürtler'den özür dilemesi: Bu da hayli tartışmalı bir konu. Nasıl biçimlenmiş ve nedenleri nasıl şekillendirilmiş bir konuda devlet özür dileyecek? Belki Dersim vakası üzerinden Başbakan'ın yaptığı özür örnek gösterilebilir ama bu kadar basit olmayacaktır. Devlet özrünün, olası hukuki sonuçları da tartışmayı kızıştırabilir. Kısaca, zor.
Oslo sürecinin yenilenmesi: Eskisinin hükümeti hayli zor duruma soktuğu ve kamuoyunda yoğun tartışıldığı düşünüldüğünde hükümetin bu konuda kendi takvimini, kendi yöntemiyle takip edeceğini söylemek daha akil olabilir. Zaten bu konuda bir çok bilgi kamuoyuna yansıyor. Esasen Zana görüşmesi de bunun bir boyutu.
KCK tutuklamalarının son bulması: Bu da hükümetin ne kadar elinde olan bir konu, tartışmalı. Yargıya intikal etmiş bir konuda hükümetin, üstelik bu kadar çok sanık ve şüpheli mevcudunun bulunduğu noktada hamle yapması mümkün mü? Öte yandan, KCK yapılanmasının üzerine gidilmesinin terör örgütünü hayli sıkıştırdığı ve rahatsız ettiği iddiası da güçlü biçimde dile getiriliyor.
Anadilde eğitim talepleri: En yumuşak taleplerden biri olarak gözüküyor çünkü bu konuda hükümetin zaman içinde attığı, kurslar, bir parçası kabul edilirse TRT6 gibi adımlar var. Fakat Zana, "hangi halk anadilini para ile öğrenir"derken, hükümet yetkilileri de bir çok kere, "okusunlar, yazsınlar, diledikleri gibi konuşsunlar, kurslara gitsinler, yayın da yapılıyor ama eğitim olmaz" mealinde konuşmuş bulunuyor. Dil konusu muhalefetin de hayli eleştirisin çekiyor.
Silahları bırakın söylemi: Leyla Zana'nın dillendirdiği taleplerin içinde aslında hiç olmasa da olur maddelerden biri bu. Başbakan bu konuyla ilgili kimi konuşmalarında, "silahlar bırakılsa operasyonlara da gerek kalmaz" mealinde cümleler kurdu. Fakat devletin "silah bırak" çağrısı yapmaması garip kaçabilir. Eğer burada bahsedilen talep bir psikolojik hal ise, belki o kadar çok tekrarlanmayabilir. Tekrarlanmayabilir ama eğer silah bırakılacaksa!