“Kiraz Festivali
'Türkiye'de 485'in üzerinde diri fay parçası var'
McDonalds’a Konya’dan Sürpriz
Ateistlerin Cenaze Namazı Nasıl Kılınır?
Bu haber 23 Haziran 2012, Cumartesi 12:21 tarihinde eklendi. 1015 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

'Önce dış güçleri halledin'

Mahir Kaynak, terörün 'özünü' yazdı...
'Önce dış güçleri halledin'
1991 yılında Turgut Özal, Kürt sorununu konuşmak için beni Köşk’e davet etti. Buluşma pazar günüydü ve etrafta çok kimsenin bundan haberdar olmaması isteniyordu. Konuşma süresince de radyo yüksek sesle açık tutuldu. Bu, o dönemde dinlemeleri engellemek için kullanılan bir metottu ve devletin başı bile bu endişeyi taşıyordu. Yüksek bürokraside Özal’a nasıl bakıldığına dair izlenimlerim olduğu için yapılanı yadırgamadım. O sırada telefon çaldı ve Turgut Bey konuştu. Dönüşünde Adnan Kahveci’nin de benim gibi düşündüğünü ve sıradan halka tahsis edilmek üzere 80 bin işçi kadrosu açtığını söyledi. İki şeye karşı olduğumu söyledim. Birincisi olaya diğer sol örgütlerin yaptığı gibi sıradan bir asayiş sorunu olarak bakılması, ikincisi Güneydoğu’daki yapının değiştirilmesi için önlem alınması gerekirken bunu bir soy çatışmasına çevirmek olduğunu söyledim. Bunun sadece bireye hizmet için yapılan yatırımlarının artırılması ile sağlanamayacağını, oradaki aşiret reislerinin ya da başkalarının bireysel yatırımlar yapmasının sağlanması ile mümkün olacağını söyledim. Çünkü o sırada devletin yaptığı yatırımlarda da korucu başlarının etkili olduğu söyleniyordu.

Bu sırada olayı bir iç mesele olmaktan çıkarıp, bölünmenin alt yapısını hazırlamak isteyen dış destekli iç güçler ve PKK’yı sosyal bir hareket olmaktan çıkarmak isteyen dış güçler devreye girdi. Doğu’ya gönderdiğimiz insanlara Şark hizmeti yapıyor derken orada sosyal bir sorun olmadığı söyleniyor, bu sorunu tartışmak bir yana, Kürt demek bile bölücülük sayılıyordu. Sorunun çözümü, bir yanda teröristlere hiç müsamaha göstermeden mücadele etmek, diğer yandan bölgedeki sosyal yapıyı çağa uydurmaya çalışmakla mümkün olacaktı. Hareketi bu hale dönüştüren dış ve onların yönlendirdiği iç güçler oldu.

Dışarıdan müdahale eden güç tek değildi. Önce bazı Avrupa ülkeleri olayı kontrolüne almak istedi ve ülkemizi kendi politikalarına uygun olarak yeniden şekillendirmeye çalıştı. ABD bu politikaya karşı olduğu için inisiyatifi ele aldı. Böylece sorun PKK’nın bir markaya dönüştüğü ve uluslararası bir mücadelenin aracı haline geldi.

Artık terörle mücadelenin bir avuç teröristi etkisiz hale getirmekle çözüleceğini düşünmekten vazgeçip dış güçlerin etkisiz hale getirmesi ile mümkün olduğunu düşünmek gerekir. Türkiye’de taş ve molotof kokteyli atarak geçimini sağlayacak ve kişilik sahibi olacağını zanneden çok insan vardır.

Mahir Kaynak / Star (İlgili kısım)
 

Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
EN ÇOK OKUNANLAR
Sitemizi Nerede Duydunuz?
Google
Facebook
Arkadaşım
Diğer
Trakya22 Haber Portali