Üzerine Benzin Döküp Söndürmeye Çalışmak
Aysel Tuğluk'un 14 yıl hapse mahkum edilmesine hukukçulardan tepki.
Terörle mücadelede şiddet içermediği müddetçe düşünce ve ifade hürriyetinin genişletilmesi talepleri dile getirilirken, dün Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nden farklı yönde bir karar çıktı. Bağımsız Van Milletvekili Aysel Tuğluk, 'terör örgütünün propagandasını yapmak' ve 'örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' iddiasıyla yargılandığı davada, 14 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Yargıtay'ın onaylaması durumunda Tuğluk, vekillik döneminin bitmesiyle cezaevine girecek. Söz konusu karar, hukukçuların tepkisini çekti. Emekli Askerî Hâkim Faik Tarımcıoğlu, cezayı ağır ve orantısız buldu. Tarımcıoğlu, Terörle Mücadele Kanunu'ndaki mantığı eleştirirken, "Terörün üstüne benzin dökülüp, sonra yangın söndürülmeye çalışılıyor." dedi. İstanbul Barosu avukatlarından Cüneyt Toraman'a göre ise kişi örgütsel yapının kademesinde yer almıyorsa böyle bir ceza verilemez.
Zaman'ın haberine göre; Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve tutuksuz yargılanan Tuğluk'un katılmadığı duruşmada, avukatı Fethi Gümüş ve Sedat Yurttaş hazır bulundu. Cumhuriyet savcısı, önceki duruşmada mahkemeye sunduğu mütalaasını tekrarlayarak, sanık Tuğluk'un cezalandırılmasını talep etti. Avukat Yurttaş da hazırladığı 13 sayfalık yazılı savunmayı mahkemeye sundu. Mahkeme heyeti, Tuğluk'u, 2007 ve 2010 yılları arasında katıldığı 12 ayrı etkinlikte yaptığı konuşmalardan dolayı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 'terör örgütünün propagandasını yapmak' suçunu içeren 7/2. maddesi uyarınca 8 yıl 3 ay, TCK'nın 314/3. maddesinde yer alan 'terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' suçundan da 6 yıl 3 ay olmak üzere toplam 14 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasını kararlaştırdı.
Hukukçular ise kararı 'orantısız' buldu. Kararı eleştiren hukukçuların görüşleri şöyle:
Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar: TMK'da 'Terör örgütüne mensup olmasa dahi örgüt adına suç işleyenler de terör suçlusu sayılır ve örgüt mensupları gibi cezalandırılırlar.' maddesi bulunuyor. Bu değişikliklerden sonra savcılar, indirim olanağı sağlayan ilgili maddeler yerine, bu maddelerden işlem yapıyor. Yeni açıklanacak yargı paketinde bu değiştirilmezse, düşünce özgürlüğüne yönelik 'örgüt üyesi' ya da 'örgüt propagandası' adıyla davalar açılmaya devam edilecek.
Emekli Askerî Hakim Faik Tarımcıoğlu: Bu ceza bir tek fiilden dolayı ise son derece ağır ve orantısız cezadır. Bir örgütü övmek veya onun propagandasını yapmak elbette suçtur. Özellikle Terörle Mücadele Kanunu muhakkak yeniden gözden geçirilmelidir. TMK, terörle mücadelenin yanı sıra terörün üstüne benzin döktükten sonra yangını söndürmeye çalışıyor.
Avukat Orhan Kemal Cengiz: Tuğluk, terör örgütüne üye olmakla suçlanmıyor. Bu, korkunç bir ceza. Tekrar vekillerin enselerinden tutulup cezaevine atıldığı günlere dönüyoruz izlenimi veriyor. Kürt meselesini içinden çıkılamaz hale getirip, sadece silah ve şiddet kullanarak hak elde edilebileceğini iddia edenlerin pozisyonlarını güçlendirecek adımlar bunlar. Terörle Mücadele Yasası'nın değiştirilmesi, 'örgüt üyesi olmadığı halde örgüt üyesine yardım ediyor' gibi muğlak tanımların bir an önce mevzuattan çıkarılması gerekiyor.
Avukat Cüneyt Toraman: Önceki ceza kanununda 169. madde vardı. Terör örgütüne yardım ve yataklık etmek. Yeni ceza kanununda bu maddeyi kaldırdılar. Terör örgütünün varlığını bilerek yardım edenler için 15 yıl yerine 5 yıl hapis cezası öngörülüyordu. Şu anda bunun sıkıntılarını yaşıyoruz. Örgütsel bir ilişki tespit edilememişse böyle bir ceza verilemez. Propaganda suç değil. Sırf propaganda için verilmişse çok yanlış.