Bu haber 01 Mayıs 2012, Salı 22:10 tarihinde eklendi. 1149 kez okundu.
Sanat Minifestosu
İskender Pala ‘muhafazakar sanat’ı tanımlayan 20 maddelik bir manifesto kaleme aldı. Keşke almasaydı. Muhafazakar sanat, estetik, tarih bir tarafa, ciddi bir nitelik sorunu ortayı çıktı…
Aslında İskender Pala’nın 10 Nisan tarihli “Muhafazakârın sanat manifestosu” başlıklı yazısı kamuoyunda büyük ilgi çekmiş, hatta çok fark edilmiş değildi. Fazıl Say’ın Türkiye’den ayrılma kararı üzerine patlayan tartışma onu da fırtınanın içine çekti.
Spekülatif ve çekişmeli yönü bol olan Twitter merkezli Fazıl Say tartışmasının al benisi kuvvetli olsa da, dağılan toz-dumanın ardından fark edildi ki, Pala’nın bu yazısı üzerinde biraz durmak gerekiyor.
Çünkü metin, “sanatın muhafazakarı liberali olmaz, iyi yapılan sanat vardır kötü yapılan sanat vardır” gibi temel kabullerin tartışması bir tarafa, “MS, toplumun kendi kimliğinden kaynaklanıp bağrında görünür kılınan sanattır” gibi, dediği pek anlaşılmayan "aşırı sanat" barındırıyor.
Açıkcası okurun, İskender Pala kalitesinde bir kalemden çıkacak, “MS, ekonomik gelişmişliği 16. sırada ama insani gelişmişliği 92. sırada olan bir milletin, yapısal değişikliğini tamamlayabileceği ve özgürce kendini ifade edebileceği bir estetik alandır” gibi bir cümleye inanası gelmiyor.
“MS, üretimleriyle toplum barışına, aydınlanmasına, maddi-manevi gelişimine katkı sağlamayı amaç edinir” türünden, suya tirit, her tür sanat anlayışı için yazılabilecek hatta geçin, "MS" yerine “otomativ sanayi” yazdığınızda dahi anlamı bozulmayan maddeler içeriyor.
İşte bir tane daha: “MS, özgürlüğün ve özgür ortamların her sanatçı için kaçınılmaz olduğunu ön şart kabul eder”. Kim kabul etmez?
İlginç bir başkası: “… İngiltere'deki muhafazakâr sanat ortamını destekler ve mesela nüfusunun kahir ekseriyeti Müslüman olan bir toplumda İslami değerlere küfredilmesinden rahatsızlık duyar.” Elbette herkes böyle bir şeyden rahatsızlık duyar ama İngiltere ne?
Yanlış anlaşılmasın. Pala’nın yazdıkları içinde doğru çok ama bu tür bir tartışmanın volumüne nefesi yetecek kondisyonda değil. Asıl mesele bu.
Yani ülkedeki sanat tartışmalarına, “MS, medeniyetin ve modern çağın bütün imkân ve tekniklerini, bilgi ve enstrümanlarını kullanarak eser üretir ama o esere ruh üflerken kendi geçmişinden ilham alır” gibisinden katkı konulmaya çalışılırsa, “Yalan Dünya” dizisindeki Çağatay karakterinin, “Ha, ha, ha, Hamlet” nidasının “entelektüel” eleştirisinin dahi altında kalınır.
Yazılan doğru mudur? Doğrudur ama sanat üzerine tartışmaların hele manifestoların daha yüksek olması gerekir
iyibilgi
|