“Kiraz Festivali
'Türkiye'de 485'in üzerinde diri fay parçası var'
McDonalds’a Konya’dan Sürpriz
Ateistlerin Cenaze Namazı Nasıl Kılınır?
Bu haber 28 Şubat 2012, Salı 15:45 tarihinde eklendi. 891 kez okundu.
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Yürüyen Yalan Makinası

"Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın kendisine yönelik eleştirilerine çok sert cevap verdi.
Yürüyen Yalan Makinası "SEN KENDİ ATALARINA İHANET EDİYORSUN"

Bir de diğer tarafa bakıyorum. Geçmişinden utanan birisi kalkıp CHP'nin görkemli tarihini eleştirirse bu, insanlara güven veriri mi? O tarihin içinde senin de ataların var. Sen kendi atalarına ihanet ediyorsun bunları söyleyerek.

AKP statükocu bir parti oldu. İlkesi statüko olan bir kişi, değişim ve dönüşümden söz edemez. Halkı aldattılar 'biz değişim yapacağız, CHP statükocu' diye.

Kökü olmayan bir siyasal anlayıştan, baskıcı diktatörlük çıkar. Totaliter baskıcı rejim çıkar. Kökü olmayan bir partiden, demokrasiyi geliştirmesini beklemek mümkün değildir.

"ON YILLIK KÖKÜN VAR, ONU DA İNKAR EDİYORSUN"

Senin on yıllık kökün var, onu da inkar ediyorsun. Kalkıyorsun; 89 yıllık demokrasi birikimimizi sorgulayamaya çalışıyorsun. Demokrasi 'gömlek değiştirdim, demokrat oldum' diyenlerin rejimi değildir. 'Bu bir trendir; yeri, zaman gelince ineceğiz' diyenlerin yapacağı iş değildir.

Bazı aydınlar Erdoğan'ın yaptığı her şeyi alkışladı ama şimdi uyandı. 'Bunun demokratlık neresinde?' diye sormaya başladılar. Demokrasi birilerinin giydiği bir elbise değildir. Demokrasi bir ülkenin ruhudur. O ruha sahip olamazsanız demokrat olamazsınız.

"YÜRÜYEN YALAN MAKİNASI"

Sayın Erdoğan, Necip Fazıl'dan okuduğu şiir sonrası, 'Okuduğum bana değil Necip Fazıl'a ait' diyor. Bunun neresini düzelteyim? Ben sana 'yürüyen yalan makinası' diyordum, inanmıyordun. İşte çıktı ortaya. Eğer gerçekten dürüst adamsan Necip Fazıl'ın yazdıklarının devamını da okusana! Adam gibi adamsan çıkar, devamını okursun.

Bir ülkede hukukun özgürlüğü yoksa orada seçilmiş diktatörler vardır. Hukukun üstünlüğünün olmadığı yerde adaletin üstünlüğü olmaz. Hukukun üstünlüğü ulusal bilinç yaratmanın da yoludur. Senelerdir bu ülkeyi bin bir badireden çekip kurtaran şey, toplumsal sağduyu ve entelektüel birikimin karar mercilerine nüfuz etmesiydi. AKP 'her şeyi ben bilirim' diyerek bunu yok etti.

"BÜTÜN ANNELERE SESLENİYORUM"

"Bir iktidar düşünün ki parlamento açıkken kanun hükmünde kararname çıkarıyor. Yasama organının by-pass edilmesine entelektüeller ses çıkarmazsa başlarına bu gelir. Şimdi eğitim sistemi ile ilgili teklif getirdiler. Dikkat edin; yasa önerisi değil teklif. Türkiye'nin en önemli sorunu hiçbir yerde tartışılmadan Meclis'e getiriliyor.

Bütün annelere sesleniyorum; sizin çocuğunuzun geleceği ellerinden alınıyor! Sesinizi çıkarın anneler! Bunu yapan kim? Bilgi hırsızlığından hüküm giyen biri. Düşünebiliyor musunuz; böyle biri Milli Eğitim Bakanı yapılıyor.

Recep Tayyip Erdoğan çıksın; bana, böyle bir suçtan hüküm giyen birinin hangi çağdaş ülkede milli eğitim bakanı yapılacağını göstersin! Hangi ahlaktan söz ediyorsun sen Recep Tayyip Erdoğan?

"ULUDERE'YE GİDEMİYORSAN GEL BEN SENİ GÖTÜRECEĞİM"

Silivri'de bir çadır tiyatrosu kurmuşlar, savunma yapanları savunmasında dolayı yargılıyorlar. Yetmiyor; avukatına da son duruşmaya kadar katılmama cezası veriyorlar. Hangi ahlaktan bahsediyorsunuz siz?

Buradan bütün entelektüellere sesleniyorum; bunları daha fazla yazın, korkmayın. Biz bunu yapıyoruz, siz de yapın. Recep Tayyip Erdoğan Uludere'ye gidişini yine ertelemiş. Kar kış varmış. Sayın Recep Tayyip Erdoğan; Uludere'ye gidemiyorsan, gel Kemal kardeşine, ben seni kar da olsa tipi de olsa Uludere'ye götüreceğim.

Yazdır Paylaş
ETİKETLER :
Diğer Haberler
EN ÇOK OKUNANLAR
Sitemizi Nerede Duydunuz?
Google
Facebook
Arkadaşım
Diğer
Trakya22 Haber Portali