Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. Gündeminde 28 Şubat ve Kılıçdaroğlu vardı.
Türkiye'nin tarihinde bazı hatırlamak istemediğimiz karanlık tarihler var. Bugün de böyle karanlık bir tarihin, demokrasi faciasının yıldönümünde grup toplantısını yapıyoruz. 28 Şubat olayı, demokrasi faciası olarak zihinlere kazınmıştır. 28 Şubat müdahalesi; 27 Mayıs'ın, 12 Eylül'ün devamı niteliğinde, aynı ideolojinin eseri bir müdahaledir. 28 Şubat'ta farklı bir tarz izlendi ama öncekilerde olduğu gibi milletin kendisi hedef alınmıştır. seçimle gelmiş bir hükümet kışkırtmalar, kirli senaryolar marifetiyle görevden uzaklaştırılmış, siyaset, dizayn edilmek istenmiştir. 28 Şubat, arkasında çok büyük bir enkaz bıraktı. Hükümet ağır bir kuşatma altına alınırken belediyelerin hizmet üretmesinin önüne geçilmiştir. 28 Şubat, toplumu da dizayn etmek gibi bir niyet sergilemiş, ilkokullardan üniversitelere, Kur'an kurslarına kadar, milletin hissiyatıyla uyuşmayan düzenlemeler yapılmıştır. Bunların ahı, bunların vahı yerde kalır mı?
28 ŞUBAT MAĞDURLARI HAKLARINA KAVUŞUYOR
28 Şubat ağır faturalar yükletmiş. Türkiye'nin ilerleme hamlesine ağır bir darbe vurdu. Biz 28 Şubat'ın mağduru olarak bugün gururla ayaktayız, buradayız. TBMM, 28 Şubat'ın mağduru olarak bugün burada. 28 Şubat'ta hakkı yenilen nice kardeşimiz artık haklarına kavuştu, kavuşuyor. Eğitim hakkı elinden alınan kız kardeşlerimize hakkı iade ediliyor.
28 Şubat'ın mimarları toplumun huzuruna çıkmaktan çekiniyor. Telafi edilemez bir mahcubiyet yaşıyorlar. Tarih, 28 Şubat'ın mimarlarını, taşeronlarını, taşeron medya kuruluşlarını da üzerinden bin yıl bile geçse affetmeyecek.
"CHP'NİN DEMOKRASİ AŞKI, PLATONİK"
"Bu kardeşinizin Necip Fazıl'a ait kullandığı ifadeler üzerinden fırtınalar koparılıyor. Mazlumun karşısında bizim dilimiz Yunus'un dilidir, Mevlana'nın dilidir. AK Parti yaşananlardan ders çıkararak tarihî reformlar yapmıştır. Hiçbir şekilde vesayeti kabul etmiyor, göz yummuyoruz. Vesayetçi sistemin özellikle bu ülkede millet iradesine musallat olmasına hiçbir zaman izin vermeyeceğiz. Bizler 12 Eylül'ün gölgesinde yaşadık, 28 Şubat'ın gölge etmesine izin vermeyiz. Genç nesillerin istikbalinin gölgelenmesine seyirci kalmayız. Kendisini milletin üzerinde gören ukala zihniyet, çıkarının zedelendiği her dönemde millet iradesini çiğnemekten çekinmemiştir. 27 Mayıs'a zemin hazırlayan CHP olmuştur. 28 Şubat'a sessiz kalan yine CHP oldu. Bunlar kurultaylarda işlerine geldiği için hatırlarlar. 28 Şubat'ta 27 Nisan'da hatırlamadıkları demokrasiyi sadece kurultay kürsülerinde hatırlarlar. Demokrasiye bu kadar aşıktınız da 28 Şubat'ta neredeydiniz? 27 Nisan'da neden sesiniz, soluğunuz çıkmadı? O kadar ileri gittiniz ki Ankara'da da savcılar varmış, dediniz. Bunların demokrasi aşkı platoniktir. Bunlar demokrasiyi ancak uzaktan sever. CHP'nin jetonu maalesef geç düşüyor. Genel başkanları da 'bu kadar sık meyhaneye gitmeyin. Gidecekseniz de aynı meyhaneye gitmeyin' dedi. Merhum Oğuz Atay'ın sözü var: Türk solu geç kalkar, çünkü bir gece önce sabaha kadar içmiştir.
Kadınları MYK'ya almakla övünüyorlar, kendilerine orada da günaydın, diyorum. AK Parti'yi izlemelerini temenni ediyorum. Kendi partisi içinde demokrasiyi tesis edemeyen bir genel başkandan biz demokratik bir duruş beklemiyoruz. Bizde kadın kolları başkanımız MYK'nın da tabii üyesidir. Bunların bundan haberi yok
KILIÇDAROĞLU'NA SERT ÇIKTI
Kılıçdaroğlu, CHP'nin tek partili dönemine sahip çıkıyor. Sayın Kılıçdaroğlu; Dersim katliamından ötürü, İstiklal Mahkemleri'nden ötürü gurur duyuyor musunuz? Bu millete ödettiğiniz ağır bedellerden ötürü gurur duyuyor musunuz? CHP'den enkaz devralan DP'ye karşı yaptığınız 27 Mayıs darbesinden ötürü gurur duyuyor musunuz? Siz, üç Aliler'in isimlerini parklara vermeye devam edin; biz bu ülkenin şehitleriyle gurur duymaya devam edeceğiz ve onların isimlerini yaşatmaya devam edeceğiz.
"DİZİYİ BIRAKTILAR SENİ İZLİYORLAR"
"Başbakan 46 dakika CHP'yi konuşuyor" diyor. Aynaya bak aynaya! Millet dizi izlemeyi bıraktı sabah akşam seni izliyor. Ben de biraz bakayım dedim Tüzük Kurultayı'na. Bazı TV yorumcuları 'Parti grubundaki konuşmalarından farklı bir şey duymadık' dediler. Biz sayın Kılıçdaroğlu'ndan ziyadesiyle memnunuz. CHP'nin bu halinden fazlasıyla memnunuz. Günde 10 defa çark eden, hakareti muhalefet sayan bir genel başkandan ziyadesiyle memnunuz. CHP'nin başında böyle bir genel başkan olduğu müddetçe AK Parti, gücüne güç katacaktır.
Ana muhalefet partisi genel başkanının böyle bir ruh hali içerisinde olmasından rahatsızız. Konuştuğu kürsünün önünde kendi milletvekili tartaklanıyor, neredeyse orada işini bitirecekler! Oradaki rezalete engel olacak yerde bize hakaret ediyor. Oradaki emniyet mensuplarına diyor ki 'Beni CHP'lilerden korumayın. Sadece bir dosya verecek' Bu kadar mantığın iflas ettiği an... İstediğiniz kadar hakaret edin; onların hepsi bizim kâr hanemize yazılıyor. Aynaya baktığınızda biz değil siz mahçup olacaksınız.
Dindar bir neslin yetişmesini istemeyen aktörler, kesintisiz eğitimle Türkiye'ye büyük zarar verdi. 28 Şubat sürecinde hedef sadece imam hatipliler olmadı; imam hatiplilerle birlikte yoksul Anadolu çocuklarının elinden fırsat eşitliğini almıştır. Merhum Özal ve Menderes döneminde yoksul çocuklar iyi okullarda okumaya hak kazanırken 28 Şubat'çı zihniyet bu yolu kapatmıştı. Geçmişte zenginlik, babadan oğula geçiyordu. Anadolu bu çarkı bozdu. Kapıcıların, marangozların çocukları okudu. 28 Şubat, Anadolu'daki bu şahlanışı engellemeye yönelik bir darbeydi.
"TÜSİAD 28 ŞUBAT'TAKİ ROLÜNÜ SORGULASIN!"
Zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran düzenlemeyi meclise sunduk. Birçok gelişmiş ülke, öğrencilerin yaş ve gelişimine göre kademeli eğitim verir. AK Parti olarak biz bunu savunduk. Bu üç kademeli bir eğitim. Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu en modern sistem. Bu sistemle kesintisiz eğitimin verdiği ağır tahribat ortadan kaldırılacak. Bugün Batı toplumunda bile meslek lisesine giden öğrenci oranı yüzde 65'tir.
4+4+4 sistemine başta CHP ve TÜSİAD'ın verdiği tepki, tamamen çağdışıdır. CHP'nin taraf olduğunu biliyoruz; demek ki TÜSİAD taraf olabiliyormuş. Bu TÜSİAD 1992 yılında da bir zâta İmam Hatip raporu hazırlattı. O raporla İmam Hatiplerin orta kısmını kapattılar. Bunu bildiğimiz için bu yanlışı düzeltmek de bizim görevimizdir. Reform karşısında CHP'nin statükoyu savunmasına biz de millet de alışmış durumdayız. TÜSİAD'ın bir kez daha statükoyu savunması, ibretliktir. Kusura bakma TÜSİAD; senin arzun olmayacak, milletin arzusu olacak. Dedim ki siz işinize bakın, biz de işimize bakalım. Siz sanayicisiniz. Ne söyleyecekseniz onu söyleyin. Ama bu ülkede eğitimde yolları kapatmaya gelip de bariyer oluşturmayın. Sıkılmadan şunu söylüyorlar; kızların okumasının önü kesilirmiş. 8 yıllık eğitimin en büyük mağduru aslında sanayicilerdir. Kademeli eğitime karşı çıkmak, TÜSİAD'ın geçmişte oynadığı eski bir roldür. TÜSİAD, 28 Şubat'ta oynadığı rolü sorgulasın! Ekonomiye vurduğu darbenin özeleştirisini yapsın. Ben artık TÜSİAD'ın, kör ideolijiden kurtulmasını tavsiye ediyorum. Kız öğrenciler niye evde kalsın; 4 okuyacak, 4 daha okuyacak, ikinci dörtten sonra tercih hakkı olacak. 3'üncü dörde başlarken orada açık liseyi tercih edebilecek. Bunu yaparken bir rahatlama getiriyoruz. ABD evden eğitim sistemini kurmuş. Eee Türkiye buna niye bu kadar Fransız kalsın? Dert başka! 12 yıllık kesintili eğitimde ikinci dört yılla devam zorunluluğu getiriyoruz ve kız çocukları evde kalacak iddiası yalandır.