Demirkıran yaptığı yazılı açıklamada; “Büyük çoğunluğunu Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan’ın 1970'li yıllarda Başbakan Yardımcısı ve Ekonomik Kurul Başkanı olarak hizmete açtığı Şeker Fabrikaları, AKP hükümeti tarafından bir bir özelleştiriliyor. İçlerinde bizzat Erbakan’ın kendisinin gidip temelini atıp, projesini yaptığı ve faaliyete geçirdiği 11 fabrika bulunuyor.
Bölge ekonomilerin kalkınmasına katkı amaçlı kurulan bu fabrikalar yıllarca yöre insanları için gelir kapıları olmuştur. Çoğu şehir merkezinde bulunan ve arazileri oldukça değerlenen bu fabrikalar şimdi AKP hükümeti tarafından bir bir satılıyor” dedi.
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin milli, ekonomik ve stratejik çıkarlarımıza aykırı olduğuna işaret eden Ali Demirkıran; “ Ülkemiz ekonomisine oldukça büyük faydaları olan bu fabrikaların satışını kabul etmek mümkün değildir. AKP hükümeti, pancara kota getiren Kemal Derviş yasalarını harfiyen uygulayarak bu tarihi hatalara göz yummakta, muhalefet ise sessiz kalarak bu tahribata ortak olmaktadır. Stratejik bir yatırım olan Şeker fabrikaları ekonomiye ve istihdama olan katkıları nedeniyle, tüm dünyada desteklenmektedir. İktidarın yapması gereken şeker fabrikalarımızı özelleştirmek değil, daha verimli ve tam kapasite ile çalışmalarını sağlamaktır” uyarısını yaptı.
Çiftçi,besici, fabrikada çalışan işçi ve tüketici bundan zarar görür
Sektörün, ülke ekonomisine her yıl 3 milyar doların üstünde katma değer oluşturduğuna dikkat çeken Demirkıran; “Şeker fabrikalarımız Ülke nüfusumuzun yaklaşık %15'ini oluşturan kesime doğrudan veya dolaylı gelir sağlamaktadır. Kısacası Şeker Pancarı çiftçinin emeği, işçinin, nakliyecinin, hayvancılıkla uğraşanların, esnafın iş ve ekmek kapısıdır. Türkiye, pancar şekeri üretici ülkeler arasında önemli bir konumda bulunuyordu. Uluslararası verilere göre Türkiye dünya pancar şekeri üretiminde yaklaşık yüzde 7'lik bir pay ile Fransa, Almanya ve ABD'den sonra 4. sırada yer alıyordu. Ancak 2000 yılından bu yana şeker sanayi yanlış özelleştirme politikalarıyla, kısa vadeli çıkarların kurbanı edilmektedir. Kotalı üretim sistemine geçmekle üretim yüzde 35 azaltıldı. Ülkemizdeki 33 şeker fabrikasında yaklaşık 25 bin civarında sürekli ya da geçici işçi çalışmaktaydı. Kesinlikle bilinmelidir ki, özelleştirme sonucunda, pancar eken çiftçilerin ve şeker fabrikalarında çalışan işçilerin sayısında en az yarı yarıya azalma olacak; halkımız şekeri bugünkü fiyatın iki katına satın almak zorunda kalacaktır. Besicilik yapanlar pancar küspesinden mahrum kalacak. Sonuçta halkımız, yabancı firmaların ürettiği sağlıksız NBŞ (Nişasta Bazlı Şeker) kullanmaya mahkûm edilecektir. Bu, bir iktidarın halkına yapacağı en büyük yanlışlıktır. Türkiye bu ve benzeri yanlış gidişata ancak Saadet iktidarı ile ‘dur’ diyebilir” açıklamasını yaptı.