İslam dini, fertler arasında yardımlaşma ve dayanışmayı emretmiştir. Yüce Allah’a yönelen ve onun bütün emirlerini yerine getirmekle yükümlü olan Müslüman, Cenabı Hakkın yardımlaşma ile alakalı emirlerini, kendi gücü nispetinde yerine getirecektir.
Çünkü bizler, kelime manası emniyet, esenlik, selamet ve huzur olan bir dinin mensuplarıyız. Yine “komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.” (1) diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Bu itibarla Müslüman sadece kendi nefsini düşünen değil, daima çevresini, akrabalarını, komşularını görüp gözeten, varsa ihtiyaçlarını araştırıp tespit eden ve karşılayan özelliğe sahip olmalıdır.
Geçim sıkıntısı çeken, yoksulluk sebebiyle mutluluk ve huzuru yitirmiş yahut yaşlılık ve özürlülük gibi nedenlerle çalışma gücü bulunmayan düşkünler toplumda yardım edilmesi ve ilgi gösterilmesi gereken kimselerdendir.
Dinimizin özelliklerinden biri de içtimai hayata önem veren bir din olmasıdır. Bu toplumu oluşturan bütün fertler kardeştir. Peygamber Efendimizin ifadesiyle; İslam toplumunda Mü'minin mü'mine bağlılığı, taşları birbirine kenetli bir bina gibidir.
Böyle bir toplumda, hiçbir kimse aç ve açıkta kalmaz, düşkünler de güvence altındadır. Düşkünlere yardım etmek, İslam kardeşliğinin bir gereği ve gerçek mü’minin özelliklerindendir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadırlar;
"Müslüman Müslüman'ın kardeşidir. O'na zulmetmez onu yalnız bırakmaz, bir kimse Müslüman kardeşinin ihtiyacını karşılarsa, Allah da ona yardım eder. Bir kimse bir Müslüman'ın sıkıntısını giderirse, Allah da kıyamet günü onun sıkıntılarından birisini giderir. Bir kimse din kardeşinin ayıbını örterse, Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter." (2)
Bir diğer hadis-i şerifte Rasulullah Efendimiz: "Fukarayı arayın, görüp gözetin. Siz ancak fakirlerinize yardım sayesinde yardım görür ve rızıklanırsınız." (3) buyurmaktadır.
Yüce Allah(c.c.) bizlere yol gösteren, hayırlarda yarışmayı, durmadan çalışmayı ve insanlara faydalı olmayı öğütleyen emirlerini, hayata geçirdiğimiz an, emin olun ki bütün sıkıntılarımız son bulacaktır Bu ülkenin evlatları olarak bizler ve bu hususta kendini sorumlu addeden bütün kurum, kuruluş ve şahsiyetler, topyekün birlik olup el ele vererek, sıkıntılarımızı tespit edip, onları mükemmel bir din kardeşliği bilinciyle halletmeliyiz.
En güzel örnek asrı saadet döneminde Mekkeli Müslümanlarla Medineli Müslümanlar arasında gerçekleştirilen Ensar Muhacir kardeşliğidir Öyle ümit ediyorum ki; bizlerde de onlardaki gibi birleşme, paylaşma, katlanma, destek olma ve kaynaşma şuuru hasıl olduğu an, bütün sorunlarımız son bulacaktır Unutmamalıyız ki , maddi çıkarlar üzerine kurulmayıp, sırf Allah rızası için tesis edilen dostluk, kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma, fertlerin dünya ve ahirette mutlu olmalarına vesile olacaktır.
Bir ayet mealiyle son vermek istiyorum. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Onlar bollukta ve darlıkta (acize, yetime, fakire ve darda olana) yardım ederler. Öfkelerini yenerler ve insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever.” (4)
1-Mişkatül Mesabih-4991
2-Tecridi Sarih: 7/360; Riyazüs-Salihin: 1/284
3-Riyazüs-Salihin: 1/314
4-Al’i İmran Ayet:134