Yunanistan 10 seneyi aşkın süredir uyguladığı hukuk dışı geri itmeye (push back) son yıllarda düzensiz göçmenleri yarı çıplak göndermek suretiyle psikolojik şiddeti de ekledi.
Dünyanın pek çok ülkesinden yüz binlerce kişi ülkelerindeki ekonomik sıkıntı, siyasi baskı ya da iç çatışmadan kaçarak daha iyi bir yaşam hayaliyle Avrupa'ya gitmek üzere yurtlarını terk ediyor.
Uluslararası hukuk ve sözleşmelere göre ülkesini çeşitli nedenlerle terk eden her insanın başka ülkeye sığınma hakkı bulunuyor.
Bu sözleşmelere taraf devletler, ülkelerine iltica ya da sığınma başvurusunda bulunan kişilerin haklarını oluşturmak yükümlülüğünü taşıyor. Bu ülkelerden biri de Yunanistan...
Mültecilerin korunması sorumluluğunu yükleyen 1951 Cenevre Mülteci Sözleşmesi ve 1967 Mültecilerin Statüsüne Dair Protokol'e taraf Yunanistan'ın, sığınma başvurusunu alma ve olabildiğince kısa sürede bunları sonuca bağlama zorunluluğu bulunuyor.
Yunanistan 10 yılı geçkin zamandır taraf olduğu sözleşmelere aykırı şekilde, ülkesine ayak basan göçmenlerin pek çoğunu Meriç Nehri üzerinden Türkiye'ye geri göndermeyi tercih ediyor.
Yunan sınır güçleri bunu son yıllarda göçmenlerin kişilik haklarını zedelemek ve psikolojilerini bozmak maksadıyla yarı çıplak şekilde gerçekleştiriyor.
İpsala ilçesinde geçen hafta Yunanistan unsurlarınca geri itilen ve donarak ölen göçmenlerinden bazılarının yarı çıplak bulunması, Yunanistan'ın insan haklarına ve hukuka aykırı davranışlarının son örneği olarak kayıtlara geçti.
Güvenlik kaynakları, Yunanistan'ın, son yıllarda daha da artırdığı geri itme olayında insan haklarının yanı sıra pek çok uluslararası hukuk kapsamındaki sözleşmenin ihlal edilmesine rağmen, bu illegal uygulamadan vazgeçmediğini belirtiyor.
Kaynaklar, Yunan sınır güçlerinin illegal uygulamasında fiziki şiddetin yanı sıra yarı çıplak iterek göçmenlere psikolojik şiddet uyguladığı görüşünü paylaşıyor.
Bakan Çavuşoğlu: "Burada Yunanistan kadar AB'nin de suçu var"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da 3 gün önce yaptığı açıklamada, Yunanistan'ın yasa dışı uygulamasına tepki göstermişti.
Yunanistan'ın bu uygulamasından, sessiz kalan Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin de sorumlu olduğunu belirten Çavuşoğlu, tepkisini şöyle dile getirmişti:
"Burada Yunanistan kadar AB'nin de suçu var. Çünkü Türkiye bunun onda birini yapsa AB aşırı sert tepki verir. Yunanistan tam tersi bu konuda destek görüyor. Yunanistan AB'nin sınırlarını koruyormuş. AB'nin sınırlarını Türkiye koruyor. Sınırı koruyor diye insanlık dışı muameleleri desteklemek AB'nin savunduğu değerlerle kökten çelişiyor.
Bu nasıl izah edilir? Kim dur diyecek buna? İnsan hakları savunucuları nerede? Onda birini biz yapsak AB aşırı sert tepki verir. Sorumlusu Yunanistan ile AB ve göçmenleri görmezden gelen ülkeler. İş birliği önemli, bu göçmenlere nerede yaşarlarsa yaşasınlar yardımcı olmak lazım. Fakat burada göçmenlere karşı insanlık dışı davranışı kim yaparsa yapsın buna dur demek gerek."
"Yunanistan kendince mesaj veriyor"
Edirne Barosu Mülteci Hakları Komisyonu Başkanı Anıl Yaşagör, düzensiz göçmenlerin son yıllarda Yunanistan'ın "push back" denilen geri itme uygulamasına maruz kaldığını söyledi.
Göçmenlerin fiziksel şiddet yanında psikolojik şiddete de uğradığını ifade eden Yaşagör, şunları kaydetti:
"Yunanistan'ın göçmenleri geri iterken yarı çıplak halde göndermesinin altında mesaj yatıyor. Vermek istediği 'Bir daha gelmeyin, bu sınırı geçmeye çalışmayın.' mesajı belki de. Bu durum hukuka aykırı. AİHM tarafından çok sayıda koruma altına alınan hak var, bu haklar yüzyıllar boyunca insanlık tarafından verilen mücadeleler sonucunda elde edilmiş haklardır. Yaşam hakkının korunması, işkence yasağı gibi hak ve yükümlülükler söz konusu. Yunanistan tarafından yapılan uygulamaların bu hak ve yükümlülükleri ihlal ettiğini tespit ediyoruz."
AA