Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, üye ülkelerin Dışişleri Bakanlarıyla acil bir durum toplantısı düzenleyen İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) Filistin konulu toplantısında konuştu.
Konuşmasının başında işgalci rejimin saldırıları sonucunda şehit olan Filistinlilere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa dileyen Çavuşoğlu, 14'üncü İslam Zirvesi Dönem Başkanı Suudi Arabistan’a ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı kardeşim Prens Faysal’a, 11 Mayıs 2021 tarihinde gerçekleşen İİT Daimi Temsilciler Komitesi Toplantısı’nda kabul edilen Bildiri doğrultusunda bugünkü toplantı için çağrıda bulunmalarından ötürü teşekkür etti.
Çavuşoğlu ayrıca, İİT Sekretaryası’na da kısa sürede bu toplantıyı tertiplemelerinden dolayı teşekkürlerini iletti.
"Yaşananların tek sorumlusu israil"
Ümmet’in huzurunun mübarek Ramazan ayının en kutsal günlerinde ve Ramazan Bayramı'nda maalesef tekrar bozulduğu hatırlatan Çavuşoğlu, "Ailelerimiz, çocuklarımız ve dostlarımızla kutlamamız gereken bu güzel günler yas günlerine döndü. Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'de yaşananların tek sorumlusu İsrail. Harem-i Şerif'te ibadet hürriyetinin kısıtlanması ve Filistinlilerin Şeyh Cerrah’taki evlerinden zorla tahliye edilmeleri içinde bulunduğumuz duruma zemin hazırladı." dedi.
"israilin amacı tüm Arap ve Müslümanları Kudüs'ten sürmek"
Geçtiğimiz hafta işgalci rejime yaptıkları uyarıların gözardı edildiğini ve neticede bir trajediyle daha karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Çavuşoğlu, "Tüm bunlar israilin sistematik olarak yürüttüğü etnik, dini ve kültürel temizlik kampanyasının bir parçası. Nakba felaketinin 73. yıldönümünde Filistinli kardeşlerimiz acı çekmeye devam ediyor. İsrail hükümetinin amacı tüm Arap ve Müslümanları Kudüs'ten sürmek. Yasadışı İsrail yerleşimleri ve Filistin mülklerinin yok edilmesi eşi görülmemiş seviyelere ulaştı. Bu gidişat durdurulamazsa iki devletli çözüm fiziken imkânsız hale gelecek ve ilk Kıblemiz Kudüs sonsuza dek kaybedilmiş olacak." ifadelerini kullandı.
"Güvenlik Konseyi’nin bugünkü toplantısı hakkında iyimser olmak için de bir sebep yok"
BM Güvenlik Konseyinin bir kez daha başarısız olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "ABD’nin itirazı sebebiyle bir basın açıklaması bile kabul edemedi. Güvenlik Konseyi’nin bugünkü toplantısı hakkında iyimser olmak için de bir sebep yok. Geçmişte Konsey’in eylemsiz kaldığı durumlarda BM Genel Kurulu’nda Kudüs’ün statüsü ve Filistinlilerin korunmasına yönelik tarihi kararların alınmasına öncülük etmiştik. Bu hafta da BM Genel Kurulu’nda benzer bir girişime öncülük etmeli, desteğimizi göstermek amacıyla BM Genel Kurulu oturumuna fiilen katılım sağlamalıyız. Şahsen ben de New York’a gideceğim. Tüm mevkidaşlarımı da Filistin’le birlikte olmaya çağırıyorum." diye konuştu.
"Sivil toplum ve inanç gruplarını da çabalarımıza dahil etmeliyiz"
İnsan Hakları Konseyi ve UNESCO gibi diğer uluslararası platformlardan da azami ölçüde faydalanılması gerektiğine dikkat çeken Çavuşoğlu, "İşgal altındaki Filistin topraklarındaki uluslararası hukuk ihlallerini inceleyerek rapor etmesi amacıyla Konsey’den bir Veri Toplama Misyonu ihdas etmesini isteyebiliriz. Ayrıca fikirdaş ülkeler ve kurumlarla da yeni uluslararası ittifakları inşa etmeliyiz. Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz günlerde dünyadaki birçok liderle görüştü. Ben de aynı amaçla birçok mevkidaşımla temas ettim. Sivil toplum ve inanç gruplarını da çabalarımıza dahil etmeliyiz. Bu bağlamda, benzer tehditlere maruz kalan Kudüs’teki Hristiyan topluluklar ve hatta İsrail’in saldırgan politikalarına karşı çıkan Yahudi kuruluşlarla da temas edilebilir. İsrail’in gazetecilere yönelik saldırıları ışığında öndegelen uluslararası medya kuruluşlarıyla da temasımızı artırmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
"Filistinli siviller için bir uluslararası koruma mekanizması kurulması için gayret etmeliyiz"
Çavuşoğlu, şu çağrılarda bulundu:
Gazze’de hayatını kaybedenlerin yarısı kadın ve çocuk. Sadece karar kabul etmek ve bildiri yayımlamakla yetinmemeliyiz. Daha fazlasını yapmamız gerekiyor. Öncelikle, uluslararası toplumun Filistinli sivilleri koruma sorumluluğu var. Bu sorumluluğun önemli bir kısmı İİT olarak bizlere düşüyor. Haziran 2018’de kabul edilen BM Genel Kurul kararıyla uyumlu şekilde Filistinli siviller için bir uluslararası koruma mekanizması kurulması için gayret etmeliyiz. Bu çabalarımız, gönüllü ülkelerin askeri ve mali katkılarıyla oluşturulacak bir uluslararası koruma gücü vasıtasıyla fiziki korumayı da içermeli. İkinci olarak, ilgili İsrailli siyasi ve askeri makamların yaptıklarından dolayı hesap vermeleri gerekiyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) bu konuda önemli bir konuma sahip. Üçüncü olarak, Filistin’deki seçimleri ve Filistinlilerarası uzlaşıyı etkin şekilde desteklememiz gerekiyor.
"Normalleşme çabalarının israili nasıl cesaretlendirdiğini gördük"
Az sayıda da olsa işgal rejimine destek beyan eden ahlaki pusulasını yitirmiş çevrelerin mevcut olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Bunların aynı zamanda ırkçı ve İslam karşıtı tutumlarıyla bilinmeleri şaşırtıcı değil. Bunlar tarih önünde mutlaka yargılanacaklar. Bununla birlikte, kendi ailemiz içinde dahi gönülsüz açıklamalar yapanlar varken başkalarını nasıl eleştireceğiz? Sözlerimizi kim ciddiye alacak? Normalleşme çabalarının israili nasıl cesaretlendirdiğini gördük. Maalesef haklılığımız teyit edildi. Dolayısıyla tutumumuz net olmalı. Tarihin doğru tarafında yer almalıyız. Adalet ve insanlığı savunmalıyız. Farklı mülahazalarımız olmamalı. Zaman birlik ve kararlılığımızı ortaya koyma zamanı. Ümmet bizden liderlik ve cesaret bekliyor. Türkiye bu konuda gereken her türlü adımı atmaya hazırdır." değerlendirmesinde bulundu.
Diğer ülkelerin dışişleri bakanları işgal rejiminin hukuksuzluğuna dikkat çekti
Suudi Arabistan'ın talebi üzerine düzenlenen toplantıda Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan El Suud, işgalci rejimin İslam'ın kutsallarına, Filistinli ibadet edenlere ve sivillere yönelik saldırılar yaptığını hatırlatarak bunun tüm uluslararası kararların ihlali olduğunu vurguladı.
El Suud, uluslararası toplumu; askeri saldırıları derhal durdurmaya, yardım ulaştırmaya, yaralıları tedavi etmeye ve uluslararası standartlara uygun iki devletli çözüm temelinde barışa bağlılığa dayalı müzakereleri yeniden canlandırmaya çağırdı.
Öte yandan, İİT Genel Sekreteri Yusuf Bin Ahmed El-Useymin, işgalcilerin saldırılarının barış süreci çabalarına yardımcı olmadığını, bunun yerine adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüme ulaşma yönündeki samimi girişimleri de baltaladığını söyledi.
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad El Maliki ise İİT Dışişleri Bakanlarını, işgalcilerin suçlarına ve Filistinlilere yönelik şiddetine karşı uluslararası bir cephe oluşturmaya çağırdı.
Maliki ayrıca Araplara, Müslümanlara ve dünyadaki tüm özgür insanlara yönelik işgalci saldırılarına karşı BM Güvenlik Konseyi, BM Genel Kurulu ve BM İnsan Hakları Konseyi ile uluslararası mahkemelerde harekete geçilmesini istedi