Bu haber 16 Ağustos 2020, Pazar 14:50 tarihinde eklendi. 1041 kez okundu.
Sinanköy Kazı Alanında Dinamit Tehlikesi
Lalapaşa'ya bağlı Sinanköy’deki 1500 yıllık Orta Çağ şapeli ayakta durmakta güçlük çekiyor. Şapelin tavanında çökmeler meydana geldi. İddiaya göre çökmelere çevredeki taş ocaklarında kullanılan dinamitler sebep oluyor.Şapelde oluşan çökmelerin önüne geçilmesi için Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından ön müdahale uygulamaları yapılması kararı alındı.
Trakya'da en eski yerleşim bölgelerinden biri sayılan tarihi milattan öncesine uzanan Sinanköy'deki Orta Çağ Şapeli zamana meydan okuyor. Şapeldeki tahribata ise bölgede faaliyet gösteren fabrikaların neden olduğunu iddia eden Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, kültür varlıkları kurulunun aldığı kararın şapelin geleceğe taşınması için önemli olduğunu vurguladı. Beksaç; "Önünde bulunduğumuz alan esasında 3 bin yıllık bir alan. Önce bir Trak dönemi, sonraki dönemde bir ortaçağ dönemi geçirmiş bir kutsal alanla karşı karşıyayız. Daha sonra bir şehir olarak kullanılmış. Kalesi var. Bir manastır bölgesi var. Yıllarca kazı yaptığımız bir bölge. Gayet iyi tanıdığımız bir alan. Maalesef arazi zayıf bir kayaç yapıya sahip. Yakında bulunan çimento fabrikasını bentonit çıkarmak için dinamitlerin sadmeleri nedeniyle zaten zayıf olan kayaç yapısı ağır bir hasara uğramış bulunmakta ve bu nedenle de çökmeler oluşmuştur." İfadelerini kullandı.
Bölgede dinamitle maden aranmaması için valiliğe başvuruda bulunduklarını belirten Beksaç, devam edecek patlamaların şapele daha çok zarar vereceğini belirtti. 1'inci derecede sit alanı olarak belirlenen şapel hakkında açıklamalarda bulunan Beksaç, sit alanının korunması gerektiğini dile getirdi. Prof. Dr. Engin Beksaç; "Esasında bir ölçüde daha önce alan zaten tescil edilmişti. Birinci derece tescili vardı alanın yani bütünüyle yukarıdaki kale bölümüyle buradaki manastır bölümüyle, kilise bölümüyle de olsun burası tescilli bir bölgeydi. Bu tescil alanı tekrar yenilenmesi ve üzerine gidilmesiyle belki bundan sonraki süreçte daha rahat çalışma olanağı koruma olanağı sağlanacaktır. Yani yakında bulunan fabrikayla da daha farklı bir temas sağlanabilecektir. " Şeklinde konuştu.
Trakya'da bulunan şapel hakkında bilgi veren Prof. Dr. Engin Beksaç, kent sınırları içerisinde bu tip şapellerin sayısının oldukça az olduğunu belirtti. Beksaç; "Şapel, bizim Trakya’da Edirne’de gördüğümüz çok nadir örneklerden biridir. Yani daha ziyade bunun benzerlerini biz İstanbul, Kırklareli sınırları içerisinde görebiliyoruz. Ama Edirne sınırları içerisinde bu tip şapelllerin sayısı çok az. Tarihi alanların sayısı çok az. Şapel esasında bin 500 yıllık bir yerleşimin, bir kalenin, bir kentin baş kilisesi. Bizim eski tarihi kayıtlardan bildiğimize göre burada bir metropolitlik var. Hatta pek çok konsile temsilciler göndermiş bir yerleşme kent. Adı bizim karşımıza Prabadu ya da Pravadon olarak çıkıyor. Şapelde freskler var. Freskler muhtemelen 9 – 10’uncu yüzyıl serisine ait freskler olarak karşımıza çıkıyor. Bir zamanlar bunlar daha iyi durumdaydı fakat her geçen gün fresklerinde bozulmaya başladığını görüyoruz. Yani bu freskler de gelen şeyler için çok çok dikkat çekici. Mesela birkaç yabancı grupla geldiğim zaman bunların özellikle dikkatini çeken fresklerdi." Dedi.
Şapelin turizm açısından değerini vurgulayan Beksaç, Türkiye turizmi açısından şapelin önemli bir yeri olduğunu, tanıtımla Sinanköy'ün turizm merkezi haline gelebileceğini belirtti
|