Bu haber 26 Nisan 2020, Pazar 12:42 tarihinde eklendi. 423 kez okundu.
Batı Trakya Türklerinin değerlerine yönelik dinmeyen baskılara tepkiler sürüyor
Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı'nın din ve vicdan özgürlüğü koronavirüs tedbirleri bahane edilerek ayaklar altına alınmaya devam ediyor.
Yunanistan'da yetkili makamlar devlet gücünü kullanarak hiçbir kanuni dayanağı olmadan ezan sesini kısmaya yönelik uygulamalara devam ediyorlar. Son olarak İskeçe’nin Küçük Davutlu köyü mütevelli heyeti başkanı, hoparlörle ezan okunduğu için yapılan şikayet üzerine ifade vermek üzere karakola çağrıldı. Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu da ezan sesinin kısılmasına yönelik yapılan uygulamaları konu alan bir açıklama yayınladı. DEB Partisi de yaptığı açıklamada ezan yasaklama girişimlerini gündeme taşıdı.
Batı Trakya'da ezanın sesini kısmaya yönelik girişimler devam ediyor. Türk Azınlık milletvekillerinin bakanlık yetkilileri ile görüşerek ezanın okunmasına yönelik kanuni bir engelin olmadığına yönelik açıklamalarına rağmen, bölgemizde bazı şikayetler bahane edilerek ezana yönelik baskıcı ve yasaklayıcı girişimler devam ediyor.
İSKEÇE'NİN KÜÇÜK DAVUTLU KÖYÜNDE EZAN SESİNİ SUSTURMA GİRİŞİMİ
Son olarak İskeçe’nin Küçük Davutlu köyü mütevelli heyeti başkanı, hoparlörle ezan okunduğu için yapılan şikayet üzerine ifade vermek üzere karakola çağrıldı. Olay 29 Nisan Çarşamba günü yaşandı. İskeçe ili Topiros Belediyesi’ne bağlı Küçük Davutlu köyü mütevelli heyeti başkanı Hasan Akifoğlu, İnhanlı köyündeki karakola çağrılarak ifade verdi.
Küçük Davutlu köyü mütevelli heyeti başkanı Hasan Akifoğlu konuyla ilgili Gündem gazetesine yaptığı açıklamada şöyle konuştu:
“Uzun yıllardan bu yana mütevelli üyeliği yapıyorum. Ben de babam da, hatta dedem de bu köyde doğdu ve yaşadı. Köyümüzde Türk nüfusu oldukça az. Yaklaşık 10 aile yaşıyor. Camimize ezanmatik koyduk. Hatta rahatsızlık verebilir ve bazı Hristiyan komşular rahatsız olabilir düşüncesiyle sabah namazını ezanmatike koymadık. Sabah namazı hariç günde dört vakit ezan okunuyor. 29 Nisan Çarşamba günü karakoldan çağırdılar. İfade vermem için İnhanlı’ya gittim. Köyümüzden şikayet olmuş. Köy camisini sordular. Burasının tapusu, izni, planı var mı diye sordular. Hatta burasının cami olarak görünmediğini iddia ettiler. Babam 85 yaşında öldü. Hem babam, hem dedem bu camide namaz kıldılar. Bunları onlara söyledim. Buranın Davutlu köyünün camisi olduğunu söyledim. Caminin belgelerinde küçük Davutlu mu, büyük Davutlu mu olduğu anlaşılmıyor dediler. Konu ezana geldi. Günde dört kez ezan okunduğunu söyledim. Köyden şikayet olmuş. Ezanın ne kadar sürdüğünü sordular. Yaklaşık üç dakika sürüyor. Bunu söyledik. Bir gün içinde dört vakit ezan toplam 12 dakika sürüyor. ‘Bu ezan neden böyle rahatsızlık yaratıyor’ diye sordum. Gerçekten anlamak mümkün değil. Ezan neden rahatsızlık versin ki? Bunun bu salgın hastalıkla ne alakası var? Sonuç olarak ezanın sesini, yani hoparlörün sesini kısmamızı istediler. Ben bunun doğru bir şey olduğuna inanmıyorum. Üç dakikalık bir ezan kimseyi rahatsız etmez. Tabii biz köylüyle konuyu değerlendireceğiz ve ona göre karar alacağız.”
BATI TRAKYA TÜRK AZINLIĞI DANIŞMA KURULU DA KONUYU DEĞERLENDİRDİ
Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu da yaptığı açıklama ile son dönemde koronavirüs bahane edilerek ezana yönelik yapılan uygulamaları değerlendiren bir açıklama yayınladı.
Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı’nın din ve vicdan özgürlüğü Lozan Antlaşması ile garanti altına alınmıştır.
Bizler, Müftülük ve Vakıflar gibi temel sorunlarımıza çözüm beklerken, dünya ve ülkemizin geçtiği bu zor süreçte ne yazık ki uluslararası belgelerden kaynaklanan haklarımızı elimizden almaya dönük yeni sorunlar yaratılmaya çalışıldığını görüyoruz.
Bu çerçevede, şehirlerimizde ve köylerimizde yüzyıllardır okunan ve bunca yıldır kimseyi rahatsız etmeyen ezan seslerinin içinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayında tartışma konusu haline getirildiğine ve Kovid-19 salgınıyla mücadele bahane edilerek, ezanların okunduğu mikrofonların ayarlarıyla oynamaya dönük haksız ve hukuksuz girişimlere şahit oluyoruz.
Son günlerde, kendilerini "yetkili" olarak tanıtan bazı sivil kişiler, camilerin imam ve müezzinlerini ziyaret ederek, minarelerden okunan ezan sesini rahatsızlık yarattığı gerekçesiyle kısmaları yönünde telkinde bulunuyorlar. Bu şekilde müezzinler üzerinde baskı kurulmaya ve tedirgin edilmeye çalışılmaktadır. Diğer taraftan, iftar ve sahur vaktini davulla duyuran gençlerimize yönelik engellemeler de yaşanmaktadır.
Salgınla mücadele dolaysıyla camilerimizin kapalı tutulduğu hassas bir dönemde yapılan bu müdahaleler toplumumuzun tüm kesimlerinde rahatsızlık ve endişeye yol açmaktadır. Salgınla mücadelede ezan ve davul sesinin ne gibi bir ilgisi bulunduğunu anlamak mümkün değildir. Din ve ibadet özgürlüğüyle de bağdaşmayan bu durum kabul edilemez. Hatta Granada gibi 500 yıldır ezan okunmayan bir kentte bile salgınla mücadelede halkın moralini yükseltmek için ezan okunurken, Batı Trakya’da bunun engellenmeye çalışılması hiçbir mazeretle de açıklanamaz.
Manevi değerlerimizi hedef alan bu girişimleri reddediyor, bu psikolojik yıldırma girişimlerinin bir an önce son bulması için tüm makamları göreve davet ediyor, inanç hürriyetimize saygı duyulmasını beklediğimizi tüm dünya kamuoyuna duyuruyoruz."
EZANA YÖNELİK BASKILAR NASIL BAŞLADI?
Batı Trakya'da ezan sesine yönelik baskılar 23 Mart tarihinde İskeçe Müftüsü Ahmet Mete'nin sosyal medyadan yaptığı açıklama ile ortaya çıktı.
İskeçe Müftüsü Ahmet Mete 23 Mart tarihinse sosyal medya hesabından "Değerli kardeşlerim. İskeçe emniyet amirlerince ilimizdeki ve karışık köylerdeki camilerde ezanların mikrofonsuz okunması istenmiştir. Kilise ve camilerde mikrofondan ibadet yasak olması hasebiyle bu yola gidilmiştir. Bilginize arz eder Allah'tan en yakın zamanda bu imtihanın bitmesini niyaz ederim."
Bu açıklamanın ardından İskeçe şehir merkezinde ezanlar 1 gün megafonsuz okundu. Ertesi gün İskeçe Milletvekili Hüseyin Zeybek bakanlık yetkilileri ve İskeçe Emniyet Müdürü ile yaptığı görüşme neticesinde ezanlar tekrar megafonla okunmaya başladı. Ancak ezanlar bu kez kısık sesle okunmaya başlandı.
Yaklaşık iki hafta boyunca bu şekilde devam eden kısık sesli ezan durumu, Hıristiyanların Paskalya Yortusu'nun yaklaşması nedeniyle geçici olarak çıkarılan bakanlık kararında ibadethanelerde yapılacak ayin ve her tür ibadetin megafonla dışarıyla aktarılması yasağının getirilmesiyle tekrar gündeme geldi. Bu kez tayinli Gümülcine Müftü Naibi Cihat Halil yaptığı açıklama ile bu geçici bakanlık kararına atıfta bulunarak ezan ve salaların megafonla okunmayacağını duyurdu. İskeçe'deki tayinli ise böyle bir yasak olmadığını ancak Hıristiyanlara saygı çerçevesinde ezanın kısık sesle okunması telkininde bulundu. Devletin tayinlilerinin bile bu konuda birbirini tutmayan açıklamalar yapması dikkat çekti.
Bu süreçte İskeçe Milletvekili Hüseyin Zeybek ile Gümülcine Milletvekili İlhan Ahmet konu ile ilgili açıklamalar yaparak bakanlıkla yaptıkları görüşme sonrası söz konusu yasağın ezanı kapsamadığını belirttiler. Milletvekillerimizin 10 Nisan tarihli bu açıklamalarında ezanın sesinin kısılacağı yönünde bir ifade de yer almadı.
Ancak bütün bu açıklamalara rağmen ve ezanın sesinin kısılmasına yönelik hiçbir kanuni dayanak olmamasına rağmen ezanlar özellikle şehir merkezlerinde kısık sesle okunmaya devam etti. Emniyet güçleri zaman zaman şikayetler olduğunu öne sürerek ezanın okunmamasına yönelik baskıcı uygulamalara devam etti.
Rodop iline bağlı Hebilköy'de bir şahsın eski yıllara ait camideki bir video paylaşımı öne sürülerek, toplu ibadet yapıldığı gerekçesiyle köy imamı karakola ifade vermeye çağrıldı. Hiçbir Hıristiyan vatandaşın yaşamadığı Domruköy'de ise şikayet olduğu gerekçesiyle polis imamdan ezanın sesini kısmasını istedi.
Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif milletvekili İlhan Ahmet'den aldığı bilgiler neticesinde 12-20 Nisan tarihlerini kapsayan geçici bakanlık kararı ile ilgili olarak sosyal medya hesabından şu bilgileri verdi.
"Sn Milletvekilimizin verdiği bilgiler doğrultusunda 12-20 Nisan tarihleri arasında Ezanlar hafif sesle hoparlörden okunacaktır. Aksi yanlıştır. Din görevlilerine ve halkımıza duyurulur. Ezan bir ayin değildir. Namaz vakitlerinin duyurusudur. Bilmeyenler olabilir."
İskeçe Müftüsü Ahmet Mete de Ramazan ayının gelmesi dolayısıyla sosyal medya hesabından paylaştığı video sohbetinde Ramazan boyunca ezanların hafif sesle de olsa okunmaya devam edeceğini söyledi.
Son olarak Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif 25 Nisan tarihli sosyal medya açıklamasında "Gümülcine'de yıllardır kimseyi rahatsız etmeyen ezan sesleri, şimdilerde birilerini rahatsız ediyor. Mikrofonların ayarlarıyla oynanıyor, müezzinler tedirgin ediliyor." ifadelerine yer verdi.
Yaşanan tüm bu hadise ve açıklamaların devamında Ramazan ayında olduğumuz şu mübarek günlerde, geçici bakanlık kararı sonra ermesine rağmen, azınlığın tüm iyi niyet ve geri adımlarına rağmen ezan sesini kısmaya-susturmaya yönelik baskıcı tavırlar devam etmektedir. Buna ilave olarak bazı yerlerde Ramazan davulcularına yönelik kısıtlama girişimleri de olduğu ifade edilmektedir. Bazı camilerde bazı vakitlerde ezanların kısık sesle okunduğu bazı vakitlerde ise eskiden okunduğu gibi okunduğu gözlemlenmektedir.
Yıllardır Batı Trakya Müslüman Türklerine "Siz Türk değil Müslüman Azınlıksınız. Türklüğü bırakın Müslümanlığınızı özgürce yaşayın" diyenlerin ilk fırsatta asıl tahammülsüzlüklerinin yüce dinimiz İslam olduğu ortaya çıkmıştır. Bu tahammülsüzlüğün ise devlet tarafından emniyet birimleri kullanılarak gösterilmesi de ayrıca düşündürücü olmuştur.
Yapılan son açıklamalarla 4 Mayıs'tan itibaren ibadethanelerin kişisel ibadete, 17 Mayıs'tan itibaren de genel ibadetlere açılacağı duyuruldu. Her iki durumda da mesafe kurallarına ve alınan tedbirlere uyma zorunluluğu getirildi. Camilerin açılması durumunda bu tedbirlerin hangi şekilde uygulanacağı konusunda yetkililerden ve kurumlarımızdan açıklamalar beklenmektedir.
|
|