Devecihan Kültür Merkezi’nde, Türk Ocakları Edirne Şubesi’nin öncülüğünde Uluslararası Siyaset Uzmanı Özdemir Akbal’ın konuşmacı olduğu “Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı ve Uluslararası Yansımaları” konulu konferans düzenlendi. Siyaset Uzmanı Özdemir Akbal, “Cumhurbaşkanının operasyonun öncesinde ifade etmiş olduğu terörden temizlenme ve terör devletine izin verilmeme açısından şu anda amaçlarına ulaşılmış görülüyor. Türkiye hem masada diplomatik açıdan olması hem de sahada askeri açıdan olması elini şuanda kuvvetlendirmiş durumda. Türkiye’nin stratejik çıkarları ve bekası açısından olumlu sonuçlar doğuracağını değerlendiriyorum.” Dedi.
Konferansa İYİ Parti İl Başkanı Ekrem Demir, MHP İl Başkanı Zakir Tercan, Türk Ocakları Edirne Şubesi Başkanı Yakup Öz, Ak Parti Merkez İlçe Başkanı Cem Kürkçü, Muharip Gaziler Derneği Başkanı Ahmet İsmailoğlu, Büyük Birlik Partisi İl Başkanı Arif Köroğlu, Halk Eğitim Müdürü İlhan Dinç, gaziler ve vatandaşlar katıldı.
“Büyük badireler atlatarak Cumhuriyet’in 100’üncü yılına yürüyoruz”
Düzenlenen konferansta açılış konuşmasını yapan Türk Ocakları Edirne Şubesi Başkanı Yakup Öz, Türkiye’nin kritik bir dönemeçte olduğunu belirterek, “Öncesini tekrar etmeye gerek yok; 2010’larda yaşadıklarımız, ne kadar büyük badireler atlatarak Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılına doğru yürüdüğümüzü açıkça göstermektedir. Ülkemizin başına bir takım dış çevrelerle onların uzantıları tarafından ikinci İsrail Projesi’ne giden yollar döşenmeye çalışıldı. Nihayet 15 Temmuz’da, Türkiye’ye yöneltilen derin darbe operasyonuyla “ordu millet” vasfını haiz Türk Milleti, ağır bir tahribata maruz bırakıldı.” İfadelerini kullandı.
“Dertleri, Türkiye’nin milli devlet yapısını bozmak, Türklerin milli şuurunu zaafa uğratmaktır”
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarını başarıyla yapan silahlı kuvvetlerinin şimdi de SDG adını verdiği PKK’nın Suriye Kolu PYD/YPG’nin Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğu kesiminde oluşturduğu fiili yapıyı ortadan kaldırmak için kararlı bir harekat yaptığını ifade eden Öz, “Bölgemiz üzerinden yürütülen küresel egemenlik savaşının çeşitli boyutları var elbette. Türkiye, bir yandan güneyinde inşa edilmek istenen Taşeron Terör Devleti’ne öbür yandan da kendi sosyal, ekonomik, demografik ve siyasi yapısını dönüştürmeye matuf mühendislik operasyonuna karşı mücadele etmek durumunda. Hiçbir ülkenin kaldıramayacağı sığınmacı yükü altındaki toplumumuzdan, zaman zaman yükselen bir takım tepkiler karşısında bir koro hemen harekete geçmektedir. Bu gibilerin derdi asla Suriyeli mazlum ve mağdurlar değildir. Bunların derdi, Türkiye’nin milli devlet yapısını bozmak, Türklerin milli şuurunu zaafa uğratmaktır.” Dedi.
“Türkiye, sanki Suriyelilere kötü muamele edilen bir ülke gibi gösterilmeye çalışılmaktadır”
Türk milletinin ve Türk devletinin çok büyük fedakarlıklar yaptığını vurgulayan Öz, “Şimdi bazıları adeta bunun Suriyeliler üzerindeki olumlu neticelerini ortadan kaldırmak için harekete geçmektedir. Türkiye, sanki Suriyelilere kötü muamele edilen bir ülke gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Özellikle Türk Milliyetçilerinin, bu hususlarda Türkçü görünümlü bazı karanlık çevrelerin tahriklerine karşı uyanık olmaları şarttır. Milli devlet, üniter yapı bizim kırmızı çizgimizdir. Bu çerçevede, etrafımızda olup bitene bigane kalmamıza kesinlikle izin vermeyen tarihimiz ve coğrafyamızın gereklerini yerine getirmek de millet ve devlet olarak üzerimize farzdır. Bu kritik kavşakta içerideki politik yaklaşım ve görüşlerimiz ne olursa olsun Devletimizin ve Ordumuzun yanında olmak, milli bir görevdir.” Açıklamalarında bulundu.
“Türkiye silahlı kuvvetleri 32 km derinlikte alanda varlık gösteriyor”
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bekası açısından son derece önemli bir operasyon yürütüldüğünü altını çizen Siyaset Uzmanı Özdemir Akbal, “Şu anda imzalanmış bir muhtıra ve mutabakat var. Bir soçi muhtırası var Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında. Bir de bir mutabakat var Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye arasında. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yürütmüş olduğu denge politikası ve sahada uygulamış olduğu askeri harekâtın politik sonuçları bunlar. Her iki devlette açıklama sürecinde. Operasyona karşı Rusya’nın tonu biraz daha düşük olmak kaydıyla operasyona karşı açıklamalar dile getirdiler. Fakat sonuç olarak şuanda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin silahlı kuvvetleri 32 km derinlikte belli bir alanda varlık gösteriyor.” Dedi.
“Türkiye elini hem masada hem de sahada kuvvetlendirmiş durumda”
Rusya Federasyonu ile yapılan anlaşmada tüm sınır hattı boyunca 10 km derinlikte bir ortak faaliyet alanı ve terörden temizlenmiş bir bölge olduğunu dile getiren Akbal, “Dolayısıyla Cumhurbaşkanının operasyonun öncesinde ifade etmiş olduğu terörden temizlenme ve terör devletine izin verilmeme açısından şu anda amaçlarına ulaşılmış görülüyor. Bundan sonraki vaziyette ise Cenevre’de gerçekleştirilecek Suriye’nin yeniden anayasasının nasıl yapılacağına dair gerçekleştirilecek bir toplantı söz konusu. Bu tek bir toplantıyla sonuca bağlanmayacak. Belki yılları alacak. Çünkü 2021’de yapılması beklenen bir Suriye’de seçim durumu var. Bu olayın nasıl gerçekleşeceğine dair kararlar alınacak. Türkiye hem masada diplomatik açıdan olması hem de sahada askeri açıdan olması elini şuanda kuvvetlendirmiş durumda. Türkiye’nin stratejik çıkarları ve bekası açısından olumlu sonuçlar doğuracağını değerlendiriyorum.” Şeklinde konuştu.